Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BIG CHEESE : English Turkish

kodaman

BIG CHIEF : English Turkish

üyük şef, bir kabilenin lideri, kontrolü elinde bulunduran, güçlü kimse, nüfuzlu kimse

BIG CITIES : English Turkish

üyük şehirler, hacimce büyük olan ve büyük miktarda nüfusu bulunan şehirler

BIG CRATER : English Turkish

Büyük Krater, Negev'de Dimona ile Yerucham arasında yer alan vadi şeklindeki bir krater

BIG DEAL : English Turkish

üyük marifet, ne farkeder ki, bana ne

BIG DIPPER : English Turkish

üyükayı [astr.], büyükayı takımyıldızı [astr.], arabacı takımyıldızı [astr.]

BIG DUMB BOOSTER : English Turkish

n. Büyük Cıvata Desteği, gevşek ve daha az etkili bir roket türü ("Katyusha {Katyuşa}" gibi)

BIG FAT ZERO : English Turkish

üyük şişman sıfır, büyük kocaman sıfır, hiç, hiçbir şey, sıfır (vurgu için kullanılır)

BIG FISH : English Turkish

üyük balık, kodaman, büyük öneme kimse

BIG FIVE : English Turkish

Büyük Beşli, Birinci Dünya Savaşı'ndaki Amerika Birleşik Devletleri Japonya İngiltere Fransa ve Rusya; İkinci Dünya Savaşı'ndaki Amerika Birleşik Devletleri İngiltere Fransa Rusya ve Çin

BIG FOUR : English Turkish

Büyük Dörtlü, 1919'da Versay anlaşmasına imza atmış dört büyük ulus

BIG FUSS : English Turkish

üyük karışıklık, büyük kargaşa, düzensizlik

BIG GAME : English Turkish

üyük av hayvanı

BIG GAME HUNTING : English Turkish

n. büyük av

BIG GRIN : English Turkish

üyük gülüş, büyük sırıtış

BIG GUN : English Turkish

kodaman, önemli kimse

BIG HAND : English Turkish

üyük alkış, alkış, çılgınca alkış; ayakta coşkulu alkış

BIG HEART : English Turkish

yüce kalp

BIG HEARTED : English Turkish

adj. eli açık, iyi kâlpli, iyiliksever, cömert, yüce gönüllü, iyi yürekli

BIG HONCHO : English Turkish

üyük şef, büyük lider, kontrolü elinde bulunduran, güçlü kimse, egemen kimse

BIG HOUSE : English Turkish

üyük ev, büyük konut; hapishane, cezaevi, kodes (Argo)

BIG INVESTMENT : English Turkish

üyük yatırım, büyük çaplı (zaman, harcama vs) yatırım

BIG LAKE : English Turkish

üyük göl, içdeniz

BIG LEAGUE : English Turkish

n. büyük lig, birinci lig; büyük başarı, üst seviye başarı (Gayriresmî)

BIG MAC : English Turkish

n. Büyük Mac, McDonald's fast-food zinciri tarafından satılan büyük bir hamburger