English To Turkish
CONTAGION : English Turkish Medicals
Sirayet,
Bulaşma;
Bulaşıcı (sari) hastalık
CONTAGIONIST : English Turkish Medicals
Bir takım hastalıkların sair olduğuna inanan kimse
CONTAGIOUS : English Turkish Medicals
Sari, bulaşı;
Zehirli, mikroplu;
Sirayet eder
CONTAMINANT : English Turkish Medicals
Kirletici madde, enfekte edici etken
CONTAMINATE : English Turkish Medicals
Kirletmek, yabancı madde etkisiyle saflığını bozmak, bulaştırmak, enfekte etmek
CONTAMINATION : English Turkish Medicals
Yabancı madde etkisi ile kirlenme veya saflığını kaybetme, enfekte olma, bulaşma
CONTINENCE : English Turkish Medicals
Kendini tutma aşırılığa sapmaksızın kendine hakim olabilme;
İdrar veya aptes etmeyi kontrol altında tutabilme, uygun miksiyon veya defekasyon şartlarına kadar idrar veya aptesini tutabilme yeteneği
CONTINUITY : English Turkish Medicals
Devamlılık
CONTINUOUS : English Turkish Medicals
Devamlı, fasılasız
CONTORTION : English Turkish Medicals
Burulu olma, burma, burulma, contortus
CONTRA : English Turkish Medicals
Karşı, zıt
CONTRACEPTION : English Turkish Medicals
Cinsel birleşimi takiben erkek ve dişi cinsiyet hücrelerinin birleşmesini önleme, gebeliğin önlenmesi, antikonsepsiyon, kontrasepsiyon
CONTRACEPTIVE : English Turkish Medicals
Gebeliği önleyici (ilaç vielya araç)
CONTRACT : English Turkish Medicals
a) Birbirine doğur çekmek, kısaltmak, boyutlarını küçültmek, b) Bulaşma veya enfeksiyon yoluyla ele geçirmek
CONTRACTILE : English Turkish Medicals
Kısalma yeteneğine sebep olan, özellikle uyarıldığı zaman adale dokusunun başta gelen özelliği
CONTRACTION : English Turkish Medicals
Çekilme, kasılma, büzülme, daralma, küçülme, kontraksiyon
CONTRACTOR : English Turkish Medicals
Kasıcı, kısaltıcı, çekici
CONTRACTURE : English Turkish Medicals
Kasın devamlı kasılma halinde oluşu (Spazm nedeniyle veya antagonist kasların felcine bağlı olarak);
Kasın devamlı kasılma halinde oluşu ve aksi istikamette yaptırılan harekete direnç göstermesiyle belirgin eklem bozukluğu (Fibrosis'e bağlı)
CONTRAFISSURA : English Turkish Medicals
Travma'ya maruz kalan kemik bölgesinin karşıt tarafında meydanag elen kırık (özellikle kafa kemiklerinde)
CONTRAINDICANT : English Turkish Medicals
Hastada, belli bir tedavi veya müdahalenin uygulanmasına engel durum gösteren, bu uygulamaya mani teşkil eden
CONTRAINDICATION : English Turkish Medicals
Belirli bir tedavinin münasip olmadığını ifade eden hal, kontraendikasyon
CONTRALATERAL : English Turkish Medicals
Karşı tarafla ilgili; Karşı taraf üzerine paralizi v.s. gösteren vücut kısmının karşı tarafında görülen
CONTRARY : English Turkish Medicals
Ters, zıt, karşı
CONTRASEXUAL : English Turkish Medicals
Karşı cinsiyet ile ilgili karşı cinsin özellikleriyle ilgili
CONTRAST : English Turkish Medicals
Zıtlık, iki şey arasındaki fark veya ayrılık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani