Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CONTRASTIMULANT : English Turkish Medicals

Uyarıyı önleyen, uyartıyı ortadan kaldıran

CONTRAVOLITIONAL : English Turkish Medicals

İstemsiz, irade dışı

CONTRE-COUP : English Turkish Medicals

Etki eden kuvvetin iletilmesi sonucunda, darbenin vurulduğu yerde değil, bunun karşıt bölümünde yaralanma veya hasar meydana gelmesi

CONTRECTATION : English Turkish Medicals

Karşı cinsten bir kimseyi sevip okşama, cinsel sevişme

CONTROL : English Turkish Medicals

Gözlem altında tutmak, kontrol etmek;
Gözlem (deney) sonuçlarını karşılaştırmada standart olarak kullanılan herhangi bir şey (deney hayvanı gibi)

CONTROLLED CORD TRACTIONAL : English Turkish Medicals

doğumdan ve oksitosik madde verilmesinden sonra uterus sertleşmesini takiben plasentanın çıkarılması (halas) için uygulanan yöntem kimse

CONTUSE : English Turkish Medicals

Berelemek, yaralamak, çürütmek, ezmek

CONTUSION : English Turkish Medicals

Ezik, çürük, bere

CONUS : English Turkish Medicals

(coni): Bakınız: Cone

CONUTERTRANSFERENCE : English Turkish Medicals

Psikoterapi esnasında analiz yapan kişinin bilinçaltındaki duygularını, bilinçsiz olarak hastaya aktarması

CONVALESCENCE : English Turkish Medicals

Nekahat, iyileşme, konvalesans

CONVALESCENT : English Turkish Medicals

Nekahat devresine ait;
Nekahat halindeki

CONVECTION : English Turkish Medicals

Yaklaşma durumu, mesela yakına bakarken gözlerin yaklaşması

CONVERGECNE : English Turkish Medicals

Yaklaşma durumu, mesela yakına bakarken gözlerin yaklaşması

CONVERSION : English Turkish Medicals

Dönüşme, değişme, çevrilme, bir maddenin başka bir madde haline dönüşmesi;
doğumu kolaylaştırmak amacıyla yan geliş gösteren fetüs'ü baş veya makat pozisyonuna getirme, dolayısıyla fetüs'ün pozisyonunu değiştirme

CONVERTER : English Turkish Medicals

Değiştirici, çevirici

CONVERTIBLE : English Turkish Medicals

Değişebilir, çevrileiblir, dönüşebilir

CONVEX : English Turkish Medicals

Dışbükey konveks, convexus

CONVOLUTION : English Turkish Medicals

Barsakta, renal tubuluslarda ve beyinde olduğu gibi, katlanmaların, bükülmelerin ve kangalların mevcut bulunması;
Kıvrım, büklüm, organ veya oluşumda kendi üzerinde kıvrılma sonucu oluşan kısım;
Beyin yüzeyinde birbirinden oluk şeklinde girintilerle ayrılmış küçük bölümlerden her biri, beyin kıvrımı, girus

CONVULSE : English Turkish Medicals

Çırpınma hasıl etmek

FLUPHENAZINE ENANTHATE : English Turkish Medicals

Psikiyatride kullanılan bir ilaç

FLUSH : English Turkish Medicals

Yüz ve boynun kızarması

FLUTTER : English Turkish Medicals

Titreşim şeklinde devamlı hareket, birbirini izleyen sürekli atım,titreşim, çarpıntı

FLUX : English Turkish Medicals

Akıntı vermek, ishal vermek;
Seyelan, akım, akı, akış, cereyan;
Erime, eritic madde

FLUXION : English Turkish Medicals

Vücudun bir taraında kan v.s. toplanmasından hasıl olan şiş