English To Turkish
COCCYGECTOMY : English Turkish Medicals
Koksiksin ameliyatla çıkarılması
COCCYGODYNIA : English Turkish Medicals
Koksiks ağrısı
COCCYX : English Turkish Medicals
Kuyruk sokumu kemiği, koksiks, kuyruk (paldım) kemiği, os coccygis
COCHLEA : English Turkish Medicals
Kulak salyangozu, kulağın iç tarafındaki helisel oyuk, koklea
COCHLEAR : English Turkish Medicals
Kokleaya ait, cochlearis
COCHLEITIS : English Turkish Medicals
Koklea iltihabı
COCOA : English Turkish Medicals
Theobroma cacao bitkisinin tohumları, kakao
COCONTRACTION : English Turkish Medicals
Herhangi bir hareketin yapılışında birbirine zıt etki gösteren kaslar arasındaki uyumlu çalışma
COCTOLABILE : English Turkish Medicals
Isıtılmakla değişen, ısıtılmakla bozulan
COCTOPRECIPITIN : English Turkish Medicals
Isıtılmış serum veya başka antijen zerketmekten ileri gelen presipitin
COCTOSTABILE : English Turkish Medicals
Isıtılmakla değişmeyen, ısıtılmakla bozulmayan
CODE : English Turkish Medicals
Bir kimsenin hareket ve davranışlarını yönlendiren adet, gelenek ve kurallar dizisi
CODEINE : English Turkish Medicals
Afyondan elde edilen bir alkaloid olup, ağrı dindirici ve müsekkindir (C18H21NO3H2O)
CODEX : English Turkish Medicals
Eczacılıkta formül kitabı, kodeks
COELIAC : English Turkish Medicals
Karna veya barsaklara ait, çelyak, çölyak, coeliacus
COENZYME : English Turkish Medicals
Bir apoenzim ile birleştiği zaman hakiki enzim hüviyetini kazanan organik molekül, koenzim
COFERMENT : English Turkish Medicals
Bakınız: Coenzyme
COFFEINISM : English Turkish Medicals
Aşırı kahve içimine bağlı kronik kahve zehirlenmesi
COGNITION : English Turkish Medicals
Aklın bilme veya idrak kabiliyeti
COHABITATION : English Turkish Medicals
Cinsel birleşim, kadın ve erkek arasındaki cinsi münasebet
COHERE : English Turkish Medicals
Birbirine yapışmak, birbirine tutunmak;
Birbirine uygun olmak, birbirini tutmak
COHERENCE : English Turkish Medicals
Yapışıklık, birbirine yapışma;
Tutarlılık, uygunluk
COHERENT : English Turkish Medicals
Birbirine yapışık, birbirine tutunmuş, bitişik;
Tutarlı, birbirine uygun, insicamlı, mantıklı
COHESION : English Turkish Medicals
Yapışma, ayrı olması gereken iki şeyin birbirine yapışması;
Bir maddeyi oluşturan moleküller arasındaki çekim kuvveti (Moleküllerin birbirine tutunmasını sağlar)
COHESIVE : English Turkish Medicals
Yapıştırıcı, yapışmaya sebep olan;
Yapışma gösteren, yapışık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani