Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CIRRHOSIS : English Turkish Medicals

Siroz: Karaciğer lobülleri arasındaki bağ dokusunun çoğalması sonucu karaciğerde dejenerasyon (Hanat ve Leinec gibi)

CIRRHOTIC : English Turkish Medicals

Siroza ait;
Sirozlu

CIRSENCHYSIS : English Turkish Medicals

Variköz venleri, onları sertleştirici ilaç eriyiği zerk ederek tedavi yöntemi

CIRSOCELE : English Turkish Medicals

Spermatik kordon venlerinin genişlemesi, varikosel

CIRSODESIS : English Turkish Medicals

Variköz venin veya venlerin bağlanması

CIRSOID : English Turkish Medicals

Genişelmiş, kıvrıntılı bir damarı andıran

CISSA : English Turkish Medicals

Normalde arzulanmayan veya yenmeyecek şeyleri yeme arzusu gösterme, aşerme

CISTERN : English Turkish Medicals

Sarnış, cisterna, bir lenf boşluğu

CISTERNA : English Turkish Medicals

Bir vücut sıvısı için depo ödevini gören kapılı boşluk

CITRAL : English Turkish Medicals

Limondan elde edilen yağlarda mevcut bir aldehid (C10H16O)

CITRATE : English Turkish Medicals

n.Sitrik asidin tuzu, sitrat

CITRATED : English Turkish Medicals

Sodyum sitratla muamele görmüş

CITRIC ACID : English Turkish Medicals

n.Bakınız: acid

CITRIN : English Turkish Medicals

P vitamini tesirine sahip olan ve limon suyunda bulunan billuri madde

CITRININ : English Turkish Medicals

Penicillum citrinum'dan türemiş bakteryostatik madde

CITRONELLAL : English Turkish Medicals

Citronella yağının esas maddesi

CITRULLINE : English Turkish Medicals

İlk defa karpuzdan elde edilen bir aminoasid

CLAIRAUDIENCE : English Turkish Medicals

Normal olarak işitilmeyen sesleri işitme, fevkalade işitme hassası

CLAIRVOYANCE : English Turkish Medicals

Normal olarak göze görünmeyenşeyleri görme,fevkalade görme hassası, başkasının düşüncesini okuma hassası

CLAMP : English Turkish Medicals

Ameliyat esnasında kanayan damarı sıkıştırmak veya herhangi bir kısmı tutmak için kullanılan cerrahi alet, pens

CLAP : English Turkish Medicals

Belsoğukluğu

CLAPOTAGE : English Turkish Medicals

Herhangi bir boşlukta bulunan suyun, çalkalanma osnucu çıkardığı ses, suyun çarpma veya sıçrama sesi

CLARIFICANT : English Turkish Medicals

Sıvının bulanıklığını alan madde, sıvıyı berrak hale getirici madde

CLARIFICATION : English Turkish Medicals

Bulanık sıvıyı, pisliğini alarak berrak hale getirme, arıtma, tasfiye etme;
Aydınlatma, açıklığa kavuşturma, açıklama

CLARIFY : English Turkish Medicals

Bulanık sıvıyı, pisliğini alarak berrak hale getirmek;
Aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak, açıklamak (bir konu v.s.'yi)