Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ALKALOID : English Turkish

adj. alkaloid ile ilgili

ALKALOMETRY : English Turkish

n. alkalometri, alkalilik ölçümü

ALKALOSIS : English Turkish

n. alkali fazlalığı, kanda ve dokuda anormal olarak yüksek alkaloit seviyesi (Tıp)

ALKALOTIC : English Turkish

adj. alkali fazlalığı olan, (Tıp) alkaloz ile ilgili olan (vücut sıvılarındaki yüksek alkalilik)

ALKAMINE : English Turkish

n. amin grubu içeren alkol

ALKANE : English Turkish

n. alkan, alkan dizisi kimyasal bileşiği

ALKANET : English Turkish

n. sığırdili, hodan familyasından bir bitki (güney Avrupa’ya özgü); bu bitkiden elde edilen kırmızı boya

ALKANNIN : English Turkish

n. alkanin, renklendirici olarak kullanılan kimyasal madde

ALKAPTON : English Turkish

n. alkaptone, homogenistik asit olarak da bilinen kimyasal bileşik

ALKAPTONURIA : English Turkish

n. alkaptonüri, idrarda alkapton bulunması ile tanımlanan hastalık

ALKENE : English Turkish

n. alken, hidrokarbon (Kimya)

ALKIE : English Turkish

n. ayyaş, (Argo) sarhoş, alkolik, alkol bağımlısı olan kimse, içkici

ALKOXIDE : English Turkish

n. alkoksit, alkolden oluşan bazik tuz

ALKY : English Turkish

n. sarhoş, (Argo) ayyaş, alkolik, alkol bağımlısı olan kimse, içkici

ALKYD : English Turkish

n. alkit, tutkallarda ve boyalarda kullanılan kimyasal bileşik

ALKYD RESIN : English Turkish

alkit reçinesi, koruyucu kaplamalarda ve boyalarda kullanılan yapışkan sentetik reçineler

ALKYL : English Turkish

adj. alkil, alkil köküyle ilgili olan (Kimya)

ALKYL GROUP : English Turkish

alkil grubu, alifatik hidrokarbonlardan elde edilen tek değerli gruplar dizisinden herhangi biri, alkil kökü (Kimya)

ALKYL RADICAL : English Turkish

alkil kökü, alifatik hidrokarbonlardan elde edilen tek değerli gruplar dizisinden herhangi biri, alkil kökü (Kimya)

ALKYLATION : English Turkish

n. alkilasyon, (Kimya) bir organik bileşikteki hidrojen atomunu alkil köküyle değiştirme işlemi; olefine parafin ekleme (benzin üretiminde yapılan)

ALL : English Turkish

n. herkes, her şey, hepsi

ALL : English Turkish

adj. bütün, tüm, hep, her, saf, katışıksız, özbeöz

ALL : English Turkish

adv. alayı, hepsi, tamamen, bütünüyle, hep, büsbütün

ALL ABOARD : English Turkish

herkes güvertede, gemi veya başka yolcu aracına (tren, uçak) herkesin binmiş olması durumu

ALL ABOARD! : English Turkish

haydi binin! herkes binsin! , tüm yolcular binsin! (gemiye, trene veya uçağa)