Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ALL DUTY : English Turkish

adj. çok amaçlı, fonksiyonel

ALL EARS : English Turkish

dikkat kesilmek, can kulağı ile dinlemek

ALL EMBRACING : English Turkish

her şeyi saran

ALL FIRED : English Turkish

adv. son derece

ALL FOOL'S DAY : English Turkish

ir nisan, nisan bir

ALL FOOLS' DAY : English Turkish

1 Nisan şaka günü, bir Nisan, arkadaşlar ve ailenin birbirine oyun oynadıkları gün

ALL FOR THE BEST : English Turkish

öylesi daha iyi, her işte bir hayır vardır

ALL FOURS : English Turkish

dört ayak

ALL GOES TO SHOW : English Turkish

her şey açıklıyor, her şey gösteriyor, her şey kanıtlıyor

ALL GOOD THINGS MUST END : English Turkish

her güzel şeyin bir sonu vardır, her şeyin bir sonu vardır, her gün bayram değildir

ALL HALLOWS : English Turkish

n. cadılar bayramı, Azizler yortusu, 1 Kasım’da tüm azizlerin şerefine kutlanan kilise yortusu

ALL HALLOWS' DAY : English Turkish

cadılar bayramı günü, Azizler yortusu, 1 Kasım’da tüm azizlerin şerefine kutlanan kilise yortusu

ALL HANDS : English Turkish

n. herkes

ALL HE NEEDS : English Turkish

ihtiyacı olan her şey, istediği kadar, ihtiyacı olan her şey

ALL HIS GEESE ARE SWANS : English Turkish

kuzguna yavrusu şahin görünür

ALL HIS LIFE : English Turkish

hayatı boyunca, bütün ömrü boyunca

ALL I CARE : English Turkish

ilgilendiğim kadarıyla

ALL I KNOW : English Turkish

adv. bildiğim kadarıyla, bana kalırsa, bence

ALL IMPORTANT : English Turkish

çok önemli, çok mühim

ALL IN : English Turkish

yorgun, bitkin, turşu gibi, her şey dahil

ALL IN A TUMBLE : English Turkish

adv. karmakarışık, darmadağınık

ALL IN ALL : English Turkish

her şeyi düşünerek, her şeyi hesaba katarak

ALL IN BITS : English Turkish

adj. paramparça

ALL IN GOOD TIME : English Turkish

zamanı gelince olur, her şey uygun bir zamanda olur

ALL IN ONE : English Turkish

hepsi bir arada, tek parçadan oluşan, çok değişik özelikler ile tek bir birimden oluşan