English
PERARTICULATION : English Turkish Medicals
Çok keskin, şiddetli, akut, had
PERATODYNIA : English Turkish Medicals
Bakınız: Cardialgia
PERCAINE : English Turkish Medicals
Mevzii uyuşturucu bir madde
PERCEIVE : English Turkish Medicals
Farkına varmak, duyu organları aracılığıyla herhangi bir şeyin veya değişikliğin farkına varmak;
Anlamak, sezmek, idrak etmek
PERCENT : English Turkish Medicals
Yüzde, %.%_vKeyReturn% percentage Yüzde oranı
PERCEPT : English Turkish Medicals
Anlayış, idrak, duyu yolu ile idrak edilen şey
PERCEPTIBLE : English Turkish Medicals
Farkına varılabilir, hissedilebilir, seçilebilir, algılanabilir
PERCEPTION : English Turkish Medicals
Duyu organları aracılığıyla alınan uyarıların zilinde manalanması, algılama, algı;
Duyu organları aracılığıyla herhangi bir şeyin veya değişikliğin farkına varma, farkında olma yeteneği
PERCEPTIVE : English Turkish Medicals
Duyu organları ile alınan uyarıların zihinde mana kazanmasıyla ilgili, persepsiyonla ilgili;
Algılama yeteneğine sahip, seziş veya anlayış gücü gösteren
PERCEPTIVITY : English Turkish Medicals
Algılama yeteneği, algı gücü;
Anlayış gücü, idrak yeteneği
PERCIPIENT : English Turkish Medicals
İdrake ait, anlayışlı, idraki keskin;
Anlayışlı (İdraki kuvvetli) kimse
PERCOLATE : English Turkish Medicals
Süzmek, filtredeng eçirmek;
Süzülmek, sızmak,
Süzülen eriyik
PERCOLATION : English Turkish Medicals
Süzme;
Süzülme;
Filtredeng eçirme veya geçme
PERCOLATOR : English Turkish Medicals
Süzen, süzücü, süzgeç
PERCUSS : English Turkish Medicals
muayene maksadiyle parmak veya aletle hafiğf hafif vurmak
PERCUSSION : English Turkish Medicals
Vücude parmaklarla özel bir şekilde vurarak alınan sese göre oradaki organ ve boşlukların durumunu muayene usülü, perküsyon
PERCUSSOR : English Turkish Medicals
Perküsyon yapan alet
PERCUTANEOUS : English Turkish Medicals
Perkütan:
Deri içine yapılan;
deri içi yolu ile
PERENCEPHALY : English Turkish Medicals
Beyinde kistler oluşması ile belirgin patolojik durum
PERFLATION : English Turkish Medicals
Salgıları dışarıya çıkarmak için bir boşluğu hava verme
PERFORANS : English Turkish Medicals
Bakınız: perforating
PERFORATED : English Turkish Medicals
Delinmiş, delikli, perforatus
PERFORATING : English Turkish Medicals
Delici, perforans
PERFORATION : English Turkish Medicals
Perforasyon:
Delme;
Bir organın duvarlarının delinmesi, delik
PERFORATOR : English Turkish Medicals
Delici, kraniotomi'de kullanılan fetüs başını delmeğe mahsus sivri uçlu alet, perforatör
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani