English
FUCK AROUND : English Turkish Redhouse
vakit geçirmek/öldürmek.
şakalaşmak
FUCK OFF! : English Turkish Redhouse
Siktir git!
FUCK SOMEONE OVER : English Turkish Redhouse
irini sikmek/düzmek, birine çok aşağılık bir şey/bir kahpelik/bir puştluk yapmak
FUCK SOMETHING UP : English Turkish Redhouse
ir şeyin içine etmek, bir şeyin içine sıçmak, bir şeyi berbat etmek
FUCK UP : English Turkish Redhouse
işin içine etmek, işi berbat etmek
FUCK YOU! : English Turkish Redhouse
Siktir git!
FUCK! : English Turkish Redhouse
Allah kahretsin!
FUCKED-UP : English Turkish Redhouse
fucked-upf^kt'^p' sıfat, kaba
kafayı yemiş; kafayı üşütmüş; bayağı problemli/kompleksli.
berbat, rezil; kokuşmuş; yozlaşmış
FUCKER : English Turkish Redhouse
fuck.erisim herif
FUCKING : English Turkish Redhouse
fuck.ingsıfat
Vurgulamak için kullanılır: You're a fucking idiot! Tam bir dangalaksın!
kahrolası
FUCKING HELL! : English Turkish Redhouse
Allah kahretsin!
FUCKUP : English Turkish Redhouse
fuck.upf^k'^p isim, kaba tam bir fiyasko
FUD : English Turkish Redhouse
fudf^d' isim, konuşma dili aşırı titiz ve örümcek kafalı kimse
FUDDY-DUDDY : English Turkish Redhouse
fud.dy-dud.dyf^'did^di isim, konuşma dili aşırı titiz ve örümcek kafalı kimse. sıfat aşırı titiz ve örümcek kafalı
FUDGE : English Turkish Redhouse
fudgef^c isim yumuşak ve çikolatalı şekerleme. fiil
biraz uydurmak; ufak çapta bir yalan söylemek; ufak bir hile yapmak.
kesin bir tavır almamak.
den kaçınmak.
sözünü tutmamak
FUEL : English Turkish Redhouse
fu.elfyu'wıl isim yakıt. fiil (fueled/fuelled, fueling/fuelling)
yakmak, yanmasını sağlamak; çalıştırmak.
up yakıt almak
FUEL GAUGE : English Turkish Redhouse
makineakaryakıt göstergesi
FUEL OIL : English Turkish Redhouse
fuel-oil, yağyakıt
FUEL PUMP : English Turkish Redhouse
yakıt pompası
FUEL TANK : English Turkish Redhouse
yakıt deposu
FUGITIVE : English Turkish Redhouse
fu.gi.tivefyu'cıtîv sıfat kaçak, kaçan, firari. isim firari, kaçak
FUGUE : English Turkish Redhouse
fuguefyug isim, müzik füg
FULFIL : English Turkish Redhouse
ful.filfûlfîl' fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız fulfill
FULFILL : English Turkish Redhouse
ful.fillfûlfîl' fiil
yerine getirmek, yapmak: fulfill an obligation bir görevi yerine getirmek.
(insan) içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak
FULFILLING : English Turkish Redhouse
ful.fill.ingsıfat tatmin edici, doyurucu: Do you find your work fulfilling? İşin seni tatmin ediyor mu?
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani