Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AS THE CASE MAY BE : English Turkish

icabında, şartlara göre, duruma göre

AS THE CROW FLIES : English Turkish

dosdoğru, kuş gibi uçarak, dümdüz, kuş uçuşu

AS THE NIGHT FOLLOWS THE DAY : English Turkish

hiç şüphesiz, tamamen kesin

AS THE PHRASE GOES : English Turkish

adv. denir ya, tabiri caizse

AS THE SAYING GOES : English Turkish

ne demişler, derler ya

AS THE YEARS GO BY : English Turkish

yıllar geçtikçe, zaman geçtikçe, yıllar ilerledikçe

AS THEY SAY : English Turkish

söylenildiği gibi, insanların söylediği gibi, dedikleri gibi, ne demişler

AS THIN AS A WAFER : English Turkish

adj. incecik, tutarsız

AS THIN AS WAFER : English Turkish

incecik, çok ince

AS THOUGH : English Turkish

sözde

AS TIME GOES BY : English Turkish

zaman geçtikçe, geçen tüm yıllar boyunca, zamanla, yıllar geçtikçe, zaman ilerledikçe

AS TIME WENT BY : English Turkish

zaman geçtikçe, geçen tüm yıllar boyunca, zamanla, zaman ilerledikçe

AS TO : English Turkish

gelince

AS USUAL : English Turkish

herzamanki gibi, her zaman olduğu gibi

AS WE PROCEED : English Turkish

iz ilerledikçe, biz devam ettikçe

AS WEAK AS A BABY : English Turkish

çok zayıf ve güçsüz, çok zayıf, fazla gücü olmayan

AS WELL : English Turkish

de, bile, dahi

AS WELL AS : English Turkish

irlikte, yanısıra, hem de

AS WHITE AS A SHEET : English Turkish

embeyaz, çok solgun, soluk, benzi atmış, bitik

AS WHITE AS DRIVEN SNOW : English Turkish

embeyaz, çok beyaz; masum, yeni yağan kar gibi saf ve temiz

AS WILY AS A FOX : English Turkish

tilki gibi, kurnaz, şeytan

AS YET : English Turkish

şimdiye kadar

AS YOU KNOW : English Turkish

ildiğin gibi, bildiğiniz üzere, bunun farkında olduğunuz bir gerçek

AS YOU LIKE : English Turkish

sen nasıl istersen, nasıl arzu edersen, dilediğin şekilde

AS YOU LIKE IT : English Turkish

nasıl istersen, dilediğin gibi, arzu ettiğin şekilde, senin istediğin şekilde