Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AUBREY BEARDSLEY : English Turkish

n. Aubrey Vincent Beardsley (
1898), harikulade orijinal siyah-beyaz (ve sıklıkla) kasvetli ve erotik çizim ve resimleriyle (oldukça bireysel ve Yeni Sanat Akımı tarzının tipik örnekleri olan) ünlü Britanyalı çizer

AUBREY SOLOMON EBAN : English Turkish

n. Abba Eban (
2002), önde gelen İsrailli bir diplomat ve yazar (Güney Afrika doğumlu), İsrail’in ABD ve Birleşmiş Milletler eski Büyükelçisi

AUBREY VINCENT BEARDSLEY : English Turkish

n. (
1898) harikulade orijinal siyah-beyaz (ve sıklıkla) kasvetli ve erotik çizim ve resimleriyle (oldukça bireysel ve Yeni Sanat Akımı tarzının tipik örnekleri olan) ünlü Britanyalı çizer

AUBURN : English Turkish

adj. kumral; koyu kestane

AUCKLAND : English Turkish

n. Yeni Zelanda’nın bir liman şehri ve en büyük şehri

AUCTION : English Turkish

n. mezat, açık artırma

AUCTION : English Turkish

v. açık artırma ile satmak

AUCTION GOODS : English Turkish

n. mezat malı

AUCTION OFF : English Turkish

açık artırma ile satmak

AUCTION ROOM : English Turkish

müzayedenin yapıldığı salon ya da yer

AUCTIONEER : English Turkish

v. açık artırma ile satmak

AUCTIONEER : English Turkish

n. açık artırmacı, mezatçı

AUCTORIAL : English Turkish

adj. yazar ile ilgili, yazara özgü, editörle ilgili, editöre özgü, yazar tarafından, yazara ait

AUDACIOUS : English Turkish

adj. cesur, yürekli, gözüpek, cüretli; küstah

AUDACIOUSLY : English Turkish

adv. korkusuzca, cesaretli bir şekilde, cesurca, çekinmeden; küstahça, düşünmeden, düşüncesizce

AUDACIOUSNESS : English Turkish

n. cesurluk, gözüpeklik; küstahlık

AUDACITY : English Turkish

n. cesaret, yürek, cüret; küstahlık, arsızlık

AUDI : English Turkish

n. bir soyadı; Audi AG, merkezi Baverya’da bulunan öncü Alman araba üreticisi; Audi AG tarafından yapılan Alman araba markası

AUDI ALTERAM PARTEM : English Turkish

(Latince) savunma yapma hakkı, ifadesini verme hakkı, savunmasını verme hakkı, sesini duyurma hakkı, bir suçla suçlanan kişinin kendi savunmasını yapma hakkı (Hukuk)

AUDIAL : English Turkish

adj. kulakla ilgili, kulağa özgü, kulağa ait; işitsel, duyumsal

AUDIBILITY : English Turkish

n. duyulabilirlik, işitilebilirlik

AUDIBLE : English Turkish

adj. duyulabilir, işitilebilir, akustik

AUDIBLY : English Turkish

adv. işitilebilir bir şekilde, yüksek sesle, duyulabilir bir şekilde

AUDIENCE : English Turkish

n. dinleyiciler, izleyiciler, seyirci, seyirciler, izleyici, okuyucu kitlesi; resmi görüşme; huzura kabul; huzur

AUDIENCE ROOM : English Turkish

seyirci odası, hedef kitle odası, insanların kabul edildiği dinlendiği veya mülakata alındığı yer