Multilingual Turkish Dictionary English

AZUKI : English Turkish

n. yenilebilir kırmızımsı mor küçük bir fasulye (Japon mutfağında kullanılır)

AZULEJO : English Turkish

n. İspanyol ve Portekiz binalarında kullanılan camla kaplanmış parlak bir seramik

AZUMA : English Turkish

n. Japonya’da birkaç köyün adı; Japonca bir soyadı

AZURE : English Turkish

adj. gök mavisi, masmavi (gök), bulutsuz

AZURE : English Turkish

n. gök mavisi, mavi gök, gökyüzü

AZURE BLUE : English Turkish

adj. gök mavisi

AZURE STONE : English Turkish

lacivert taş, gök cevher, gökyüzü mavisi değerli bir taş

AZURITE : English Turkish

n. azurit, azürit; sulandırılmış bakır karbonattan oluşan koyu mavi bir mineral

AZYF : English Turkish

"American Zionist Youth Foundation (Amerikan Siyonist Gençlik Vakfı)"; Amerikan Siyonist grupları tarafından kurulmuş olan ve finanse edilen Musevi gençlik eğitim örgütü

AZYGOUS : English Turkish

adj. çift olmayan, tek (Biyoloji)

AZYMOUS : English Turkish

adj. mayasız, ekşimemiş, mayalanmamış, mayalandırılmamış

B : English Turkish

n. si [müz.], iyi

B : English Turkish

n. b, b harfi, İngilizce alfabenin ikinci harfi

B AND B : English Turkish

n. B ve B; yatak ve kahvaltı, pansiyon, tek fiyatla kahvaltı ve gecelik konaklama sunan otel ya da misafirhane

B BATTERY : English Turkish

n. anot bataryası

B CELL : English Turkish

B hücresi; beta hücresi, insülin üreten ve salgılayan pankreatik adacıklardaki hücre (Fizyoloji); kemik iliğinde üretilen akyuvar türü, antikor üreten plazma hücrelerinin belirticisi (İmmünoloji)