Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BACKGROUND CHECK : English Turkish

arka plan araştırması, sabıka araştırması, güvenlik amaçlı olarak bir kimsenin kimliğinin kontrol edilmesi, (grup ve teşkilatlara üyelik, suç kaydı, iş tecrübesi, eğitim vs gibi konuları içerir)

BACKGROUND JOB : English Turkish

artalan işi, arka plan işi, arka planda gerçekleştirilen iş

BACKGROUND MATERIAL : English Turkish

arka plan materyali, altyapı materyalleri, geçmiş materyali, belli durumları yaratan materyaller, tarihî ve biyografik bilgili materyaller

BACKGROUND MUSIC : English Turkish

arka plan müziği, fon müziği, altyapı müziği, alt müzik, iyi bir atmosfer yaratmak için çalınan yumuşak müzik

BACKGROUND NOISE : English Turkish

arka plan gürültüsü, fon gürültüsü, çevre gürültüsü, bilgi transferine engel olan rastgele sinyaller

BACKGROUND PAPERS : English Turkish

arka plan belgeleri, geçmiş belgeler, tarihî belgeler, erken tarihin en önemli bilgilerini içeren belgeler

BACKGROUND PRINTING : English Turkish

artalanda yazdırma, arka plan baskı, bir bilgisayarın diğer işlemleri sürerken evrak yazdırma

BACKGROUND PROCESSING : English Turkish

artalan işlemleri, arka plan işlemleri, geri plan işlemleri, mevcut bilgisayar işlemlerini etkilemeyecek bir şekilde veri işlenmesi

BACKGROUND PROGRAM : English Turkish

artalan programı, arka plan programı, yüksek öncelikli diğer programların artalanında kendiliğinden çalışan bilgisayar programı

BACKGROUND RADIATION : English Turkish

arka plan radyasyonu, yeryüzünü kaplayan düşük seviye radyasyon, zemindeğer radyasyonu, temel radyasyon

BACKGROUND RECALCULATION : English Turkish

arka plan yeniden hesaplaması, elektronik bir sayfada çalışırken hücrelerin tekrar hesaplanması

BACKGROUND TASK : English Turkish

artalan görevi, arka plan görevi, ana uygulamaya paralel olarak çalışan görev

BACKGROUND VOICES : English Turkish

arka plan sesleri, artalan sesleri, solisti veya solistleri destekleyen sesler

BACKGROUNDER : English Turkish

n. arka plan bilgisi veren kimse, hükümet veya iş çevresinden resmî bir sözcünün bir durumla ilgili olarak basın mensuplarına arka plan bilgisi verdiği gayriresmî basın toplantısı; arka plan bilgisi sağlayan rapor veya brifing

BACKHAND : English Turkish

n. ters vuruş; sola yatık el yazısı

BACKHANDED : English Turkish

adj. sola yatık (yazı); elin tersiyle yapılan (vuruş); iki anlamlı, belirsiz, kapalı

BACKHANDED COMPLIMENT : English Turkish

hoşa gitmeyen iltifat, hakaretle karışık iltifat

BACKHANDER : English Turkish

n. ters vuruş, rüşvet

BACKHANDING : English Turkish

n. elin tersiyle yapılan vuruş, teniste bir vuruş biçimi

BACKHAUL : English Turkish

n. (İnternet) veriyi internet kanallarıyla gönderdiği bir dağıtım noktasına yoğunlaştırma; daha sonra yayınlanmak üzere radyo veya TV sinyallerini bir dağıtım noktasında yoğunlaştırma; uzak kullanıcılardan merkez ağa yapılan veri aktarımı

BACKHOUSE : English Turkish

n. arka yapı, evin ana binasının arkasına yapılan yapı (dış tuvalet, müştemilat vs gibi)

BACKING : English Turkish

n. yardım, destek, destekçiler, takviye; torpil; arka, arkalık, ciro, onay, kayırma

BACKING AND FILLING : English Turkish

ocalama, kararsız kalma, iki iş veya karar arasında kararsız kalma, sürekli karar değiştirme, bir kararı sürekli olarak erteleme (Amerikan Argosu); dönüşümlü olarak yelkenlerin rüzgârı yakalamasını sağlayarak ve engelleyerek bir su aracına dar bir alanda kılavuzluk etme (Denizcilik)

BACKING TRACK : English Turkish

n. destek kaydı, daha önceden kaydedilmiş müzik vokali

BACKLAND : English Turkish

n. taşra, kır, bir ülkenin uzak köşeleri, bir ülkenin ücra ve oturulmayan bölümleri