Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BALLISTIC LABORATORY : English Turkish

alistik laboratuvar, füze ve top atışlarıyla ilgili çalışmalar yapılan laboratuvar

BALLISTIC MACHINES : English Turkish

alistik makine, mermi atmak için kullanılan makine

BALLISTIC MISSILE : English Turkish

alistik füze, roket, ağrılık kuvvetiyle hareket eden füze

BALLISTIC MISSILE EARLY WARNING SYSTEM : English Turkish

n. Balistik Füze Erken Uyarı Sistemi; balistik füze saldırısını erken bir aşamada saptayan sistem, BMEWS

BALLISTIC RANGE : English Turkish

alistik mesafe, atılan bir merminin gidebileceği uzaklık

BALLISTIC WEAPON : English Turkish

alistik silah, ağırlık kuvvetiyle sıkılan silah

BALLISTICALLY : English Turkish

adv. balistik olarak

BALLISTICIAN : English Turkish

n. balistik uzmanı

BALLISTICS : English Turkish

n. balistik, balistik bilimi

BALLISTO-CARDIOGRAPH : English Turkish

n. balistokardiyograf, kalp atım çizeri, kalp atışını ölçmek için kullanılan araç

BALLISTOCARDIOGRAM : English Turkish

n. balistokardiyogram, kalp atım çizimi, balistokardiyograf kullanılarak yapılan kalp atışı ölçümü çizimi

BALLISTOCARDIOGRAPH : English Turkish

n. balistokardiyograf, kalp atım çizeri, kalp atışını ölçmek için kullanılan araç, kalp faaliyetlerini kaydetmek için kullanılan tıbbi cihaz

BALLISTOCARDIOGRAPHY : English Turkish

n. balistokardiyografi, kalp atım çizimi, balistokardiyograf kullanılarak yapılan kalp atışı ölçümü kaydı

BALLMER : English Turkish

n. bir soyadı; Steven A. Ballmer, Microsoft Ortaklığı'nın Başkanı (Bill Gates ile birlikte)

BALLON : English Turkish

n. bale dansçısının dalgalanır gibi göründüğü hareketi

BALLON D'ESSAI : English Turkish

alon haber, tepki ölçmek için yayılan asılsız haber

BALLONET : English Turkish

n. baloncuk, bir balonun veya hava gemisinin içinde bulunan ve uçuş sırasında şişerek ve inerek şekli ve kaldırma kuvvetini kontrol etmek ve korumak amacıyla kullanılan ve hacmi değişebilen dâhili gaz torbası

BALLONETTE : English Turkish

n. baloncuk, bir balonun veya hava gemisinin içinde bulunan ve uçuş sırasında şişerek ve inerek şekli ve kaldırma kuvvetini kontrol etmek ve korumak amacıyla kullanılan ve hacmi değişebilen dâhili gaz torbası

BALLOON : English Turkish

adj. balon gibi, kabarık

BALLOON : English Turkish

n. balon, küre

BALLOON : English Turkish

v. balonla uçmak, şişirmek, havadan atmak (top),abartmak, şişmek, balon gibi olmak; zam yapmak

BALLOON D'ESSAI : English Turkish

spor topu; deney için kullanılan "Gine domuzu"

BALLOON FABRIC : English Turkish

alon kumaşı, sıcak hava balonu yapmak için kullanılan madde

BALLOON FRAMING : English Turkish

alon çerçeve, ahşap direklerin yapının boylu boyunca uzandığı ve yatay çatı kirişlerini birleştirdiği inşa metodu

BALLOON GLASS : English Turkish

n. balon bardak, konyak bardağı