Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BALLOON HELP : English Turkish

alon yardım, yardım balonu, Macintosh bilgisayarlarda kullanıcıların imleci belirli bir öğenin üzerine götürdüklerinde küçük baloncuklar şeklinde yardım mesajlarının belirdiği destek özelliği (Bilgisayar)

BALLOON PAYMENT : English Turkish

n. balon ödeme, bir borcun son bölümü olarak yapılan büyük ödeme miktarı

BALLOON PAYMENT BULLET LOAN : English Turkish

tek balon ödemeli kredi, başlangıçta düşük bir seviyede geri ödenen ve sonrasında büyük bir miktar olarak ödenen kredi

BALLOON SLEEVE : English Turkish

n. karpuz kol

BALLOON TIRE : English Turkish

alon lastik

BALLOONER : English Turkish

n. baloncu, balon uçuran kimse

BALLOONING : English Turkish

n. genişleme, genişletme, şişme, şişirme, büyüme; balon yolculuğu yapma; hızla büyüme

BALLOONING TRADE DEFICIT : English Turkish

üyüyen ticaret açığı, yükselen ticaret açığı, ithalatın ihracatı aştığı istenmeyen durum

BALLOONIST : English Turkish

n. balon pilotu, balonla dolaşan kimse

BALLOONLIKE : English Turkish

adj. balonumsu, balon gibi, balona benzeyen, balon şeklinde olan

BALLOT : English Turkish

n. oylama, gizli oylama, oy pusulası, oy hakkı, oy sayısı

BALLOT : English Turkish

v. oylama yapmak, oy vermek; kura çekmek

BALLOT BOX : English Turkish

oy sandığı

BALLOT INITIATIVE : English Turkish

halk oylaması, genel halk kitlesi tarafından oylanan kamu politikası meselesi (genellikle bir vatandaşın dilekçesiyle başlatılır)

BALLOT PAPER : English Turkish

oy pusulası

BALLOT VOTE : English Turkish

n. oy

BALLOTABLE : English Turkish

adj. dalgalanır bir şekilde artma ve düşme yeteneği gösterme

BALLOTER : English Turkish

n. oy hakkını kullanan seçmen, oy kullanan kimse; kuracı, kura çeken kimse

BALLOTTEMENT : English Turkish

n. balotman, (Tıp) bir şeye dokunarak uygulanan ve sıçramaya veya çalkalanmaya neden olan baskı (özellikle hamilelik testi sırasında cenini hissetmek amacıyla rahime baskı uygulanması)

BALLPARK : English Turkish

adj. yaklaşık olarak, kaba hesap, aşağı yukarı, tahminî

BALLPARK : English Turkish

n. beyzbol sahası, beyzbol stadyumu veya sahası, beyzbol oynanan park

BALLPEN : English Turkish

n. tükenmez kalem, ucunda dönen küçük metal bir top bulunan kalem türü

BALLPLAYER : English Turkish

n. topçu, top oynayan kimse, beyzbol oynayan kimse

BALLPOINT : English Turkish

n. ucunda dönen küçük metal bir top bulunan kalem türü

BALLPOINT : English Turkish

adj. ucunda dönen küçük metal bir top bulunan