English
BEING STRONG : English Turkish
n. güçlülük
BEING STUCK : English Turkish
mahsur kalma, mahsur kalmış olma, saplanma, saplanmış olma, bir yere kımıldayamama; yapışkan olma, yapışmış olma, yapıştırılmış olma, eklenmiş olma, bağlanmış olma
BEING STUCK IN : English Turkish
-e saplanmış olma,
e yapışmış olma,
e gömülmüş olma,
e gömülü olma
BEING SUMMONED : English Turkish
çağrılma, çağrılmış olma, davet edilme, davet edilmiş olma, gelinmesi için acilen talep edilme; mahkeme daveti alma, hazır olunması için mahkemeden emir alınma
BEING SUPPORTED : English Turkish
desteklenme, desteklenmiş olma, destekli olma, yardım edilme, finansal olarak destekte bulunulma
BEING SURPRISED : English Turkish
n. şaşkınlık
BEING SWALLOWED : English Turkish
yutulma, yutulmuş olma, mideye indirilmiş olma, yenilmiş olma, yenilme, içine çekilmiş olma
BEING SWEPT : English Turkish
süpürülme, süpürülmüş olma; hevesli olma
BEING TENSED : English Turkish
gerilme, gerilmiş olma, gergin olma, sinirli olma, kızdırılma, coşturulma
BEING TESTED : English Turkish
test edilme, test edilmiş olma, denenme, denenmiş olma, kontrol edilme, kontrol edilmiş olma, değerlendirilme, değerlendirilmiş olma
BEING THANKFUL : English Turkish
n. şükretme
BEING THROWN : English Turkish
atılma, atılmış olma
BEING TOLD : English Turkish
n. söylenme
BEING TORN : English Turkish
parçalanma
BEING TORN TO PIECES : English Turkish
paralanma, paralanmış olma, paramparça olma, lime lime olma
BEING TRAMPLED ON : English Turkish
ayak altına alınma, ayaklar altına alınmış olma, üstüne basılma; çıkar sağlanmış olma, suistimal edilme, itilip kakılmış olma
BEING UNCOVERED : English Turkish
ortaya çıkarılma, ortaya çıkarılmış olma, örtüsü kaldırılma, örtüsü kaldırılmış olma; meydana çıkarılma, gün yüzüne çıkarılma, afişe edilme
BEING UNNECESSARY : English Turkish
n. gereksizlik
BEING UPROOTED : English Turkish
sökülme, sökülmüş olma, yerinden edilme, yerinden sökülme, kökünden sökülme, kökten sökülmüş olma
BEING WASHED AWAY : English Turkish
alınıp götürülme, alınıp götürülmüş olma, su ile sürüklenme, su ile sürüklenmiş olma, erozyona uğrama
BEING WEIGHED : English Turkish
tartılma, tartılmış olma, ağırlığı hesaplanmış olma, ağırlığı kontrol edilme
BEING WELL-LIKED : English Turkish
gözde olma, popüler olma, tanınır olma, bilinen olma, sevilen olma, kabul edilir olma
BEING WHISPERED : English Turkish
fısıldanma, fısıldanılma, sessizce söylenilme, sessizce konuşulma, mırıldanılma, mırıldanma
BEING WITHOUT : English Turkish
prep. sızlık
BEING WITHOUT MONEY : English Turkish
n. parasızlık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani