Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BOTTICELLI : English Turkish

n. bir soyadı; Sandro Botticelli (
1510), "Birth of Venus (Venüs'ün Doğuşu)" adlı eserin ressamı İtalyan Rönesans sanatçısı

BOTTLE : English Turkish

n. şişe, biberon, içki

BOTTLE : English Turkish

v. şişeye doldurmak, şişelemek, kavanozlayıp saklamak

BOTTLE BANK : English Turkish

n. şişe bankası, kullanılmış olan şişelerin geri dönüşüm işlemine tabi tutulduğu yer

BOTTLE CAP : English Turkish

n. şişe kapağı

BOTTLE FEED : English Turkish

v. biberonla beslemek, mamayla beslemek

BOTTLE GOURD : English Turkish

n. sukabağı

BOTTLE GREEN : English Turkish

n. koyu yeşil

BOTTLE HOLDER : English Turkish

koç, antrenör, suç ortağı, yardakçı

BOTTLE IMP : English Turkish

n. şişeye kapatılmış cin

BOTTLE NOSED : English Turkish

adj. iri burunlu

BOTTLE OF BEER : English Turkish

ira şişesi, bira içeren cam kap

BOTTLE OF JUICE : English Turkish

meyve suyu şişesi, meyve suyu içeren cam kap

BOTTLE OF WATER : English Turkish

su şişesi, su içeren cam kap

BOTTLE OF WINE : English Turkish

şarap şişesi, alkollü mayalanmış üzüm içeceği içeren dar boyunlu şişe

BOTTLE OPENER : English Turkish

n. gazoz açacağı, açacak

BOTTLE PARTY : English Turkish

şişe partisi, her misafirin kendisiyle birlikte bir şişe içki getirdiği parti

BOTTLE POST : English Turkish

n. şişeyle denize bırakılan mesaj

BOTTLE UP : English Turkish

astırmak, gizlemek, frenlemek, kuşatmak, sıkıştırmak

BOTTLE WASHER : English Turkish

ulaşıkçı, her türlü ev işi yapan kimse

BOTTLE-NECK : English Turkish

şişe boğazı, dar boğaz; trafik sıkışıklığı; geniş bir alandan dar bir alana geçiş birleşme yeri

BOTTLECAP : English Turkish

n. şişe kapağı, bir şişenin ağzını kapatmak için kullanılan metal kapak

BOTTLED : English Turkish

adj. şişelenmiş, şişede, bastırılmış

BOTTLED BEER : English Turkish

n. şişe birası

BOTTLED FOOD : English Turkish

n. konserve