Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CARRAGHEEN : English Turkish

n. yenebilen kırmızı suyosunundan elde edilen koloidal madde (gıda ürünlerinde veya endüstriyel ve ilaç ürünlerinde yoğunlaştırıcı ve dengeleyici olarak kullanılan)

CARRAGHEENIN : English Turkish

n. yenebilen kırmızı suyosunundan elde edilen koloidal madde (gıda ürünlerinde veya endüstriyel ve ilaç ürünlerinde yoğunlaştırıcı ve dengeleyici olarak kullanılan)

CARREL : English Turkish

n. tek kişilik çalışma yeri (kütüphanede)

CARRELL : English Turkish

n. küçük hücre, özel çalışma için kullanılan kapalı alan (özellikle kütüphanede)

CARREY : English Turkish

n. bir soyadı; Jim Carrey (1962 doğumlu), Kanada doğumlu ABD'li bir film oyuncusu

CARRIAGE : English Turkish

n. binek arabası, vagon, taşıma, nakliye, nakliye ücreti, navlun, araba; taşıyıcı alttakım, tavır, tutum, duruş, onaylama (tasarı vb)

CARRIAGE AND PAIR : English Turkish

n. iki atlı araba

CARRIAGE BODY : English Turkish

n. karoser

CARRIAGE BY SEA : English Turkish

n. deniz taşımacılığı

CARRIAGE HORSE : English Turkish

n. araba atı

CARRIAGE PAID : English Turkish

nakliyesi satıcıya ait

CARRIAGE RETURN : English Turkish

körsırı veya yazıcıdaki yazma başını satırın başına getiren getiren karakter

CARRIAGEABLE : English Turkish

adj. araba geçebilir

CARRIAGEDRIVE : English Turkish

n. araba yolu

CARRIAGEROAD : English Turkish

n. anayol

CARRIAGEWAY : English Turkish

n. anayol

CARRIE : English Turkish

n. bir kadın adı

CARRIED AWAY : English Turkish

heyecanlı, son derece arzu dolu

CARRIED BY ACCLAMATION : English Turkish

alkışlarla kabul edilmiş

CARRIED ON HIS BACK : English Turkish

yükü sırtına alma, ağırlığı arkasında taşıma, taşıma, sırtına yükleme

CARRIED OUT : English Turkish

gerçekleştirme, yapma, yerine getirme; uygulanma, yerine getirilme, yapılma

CARRIED OUT A PROJECT : English Turkish

ir planı gerçekleştirme, bir görevi tamamlama

CARRIED OUT HIS DUTY : English Turkish

sorumluluklarını yerine getirme, yükümlülüklerini yerine getirme

CARRIED OUT HIS PLAN : English Turkish

planını uygulama, planını gerçekleştirme, planladığı şeyi yapma

CARRIED OUT THE ASSIGNMENT : English Turkish

görevi tamamlama, görevi gerçekleştirme, görevi yerine getirme