Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CELINE : English Turkish

n. bir kadın adı

CELINE DION : English Turkish

n. (1968 doğumlu) Kanadalı kadın bir vokalist

CELIOSCOPY : English Turkish

n. selioskopi, karnın X-ray muayenesi

CELIOTOMY : English Turkish

n. seliotomi, bağırsak operasyonu

CELL : English Turkish

n. hücre; petek gözü, göz; pil; oda (manastır vb); toplumdan kaçan kimsenin kapandığı evi

CELL ADDRESS : English Turkish

hücre adresi, bir elektrik devresindeki bir hücrenin yerini belirleyen bir harf ve bir sayı kombinasyonu

CELL CONTENTS : English Turkish

ir elektronik devresinin içindeki bir hücrenin içerdiği bilgi

CELL DEATH : English Turkish

n. (Biyoloji & Fizyoloji) hücre ölümü, canlı hücrenin kademe kademe normal bozulması ve ölmesi

CELL DIVISION : English Turkish

n. hücre bölünmesi

CELL MATE : English Turkish

hücre arkadaşı, bir hapishane hücresinde hücre arkadaşı, bir cezaevi hücresini paylaşan kimse

CELL MATES : English Turkish

hücre arkadaşları, bir cezaevi hücresini paylaşan mahkumlar

CELL MEMBRANE : English Turkish

hücre zarı, hücrenin dış çeperi

CELL NUCLEUS : English Turkish

hücre çekirdeği, genler ve kromozomların bulunduğu hücrenin merkezi

CELL PHONE : English Turkish

n. cep telefonu, mobil telefon, hücresel telefon, her yerde taşınabilir ve kullanılabilir telefon

CELL POINTER : English Turkish

ir elektronik devresinde mevcut hücreyi gösteren üçgen körsır

CELL-MEDIATED IMMUNITY : English Turkish

(Tıp) T lenfositlerince (beyaz kan hücresi) aktive edilen (antikorlardan ziyade) hücresel bağışıklık, CMI

CELLA : English Turkish

n. bir kilise veya tapınaktaki merkezi yapı (Mimari)

CELLAR : English Turkish

n. mahzen, kiler, bodrum; şarap stoğu

CELLARAGE : English Turkish

n. bodrum, mahzenlik yer, mahzen kirası

CELLARED : English Turkish

adj. bir kilerde depolanan

CELLARED WINE : English Turkish

yıllanması için şarap mahzeninde depolanan şarap

CELLARER : English Turkish

n. kilerci, manastır kilercisi

CELLARET : English Turkish

n. şarap şişelerini depolama dolabı

CELLARMAN : English Turkish

n. bir otel veya restoranda alkollü içecekleri sunmaktan sorumlu kimse; bir yeraltı mahzenindeki malzemelerin envanterini yapmaktan sorumlu kimse

CELLBLOCK : English Turkish

n. cezaevindeki hapis hücreleri bölümü