English
CESAREAN OPERATION : English Turkish
n. sezeryan operasyonu, fetüsün kadının rahminden cerrahi olarak alınması (normal vajinal doğumun mümkün olmadığı durumlarda)
CESAREAN SECTION : English Turkish
n. sezaryen doğum, ceninin kadının rahminden ameliyatla alınması (doğal vajinal doğumun mümkün olmadığı durumlarda uygulanır)
CESAREVICH : English Turkish
n. çareviç, çarın oğlu, Tsesarevich, Rus çarı veya imparatoru halefine verilen unvan
CESAREVITCH : English Turkish
n. çar'ın en büyük oğlu
CESARIAN : English Turkish
adj. sezaryen doğumla ilgili, sezaryen doğumuna özgü; Sezar veya Sezarlar (antik Roma imparatorları) ile ilgili ya da Sezar veya Sezarlara özgü
CESIUM : English Turkish
n. (Cs) nadir bulunan metalik element (Kimya)
CESS : English Turkish
n. yerel taksi (İrlanda'da); şans (İrlanda Argosu)
CESS : English Turkish
v. vergilendirmek; değer biçmek; ihmal etmek
CESSATION : English Turkish
n. durma, kesilme; ara, fasıla
CESSATION OF ARMS : English Turkish
n. ateşkes, mütareke, faaliyetin duraksaması (geçici veya kalıcı olarak)
CESSATION OF HOSTILITIES : English Turkish
düşmanlıklara son verme, düşmanca hareketleri durdurma, çatışmayı kesme
CESSATION OF LABOR : English Turkish
çalışmanın durması, işin durması
CESSATION OF NEGOTIATIONS : English Turkish
müzakerelere ara verme, tartışmayı kesme, bağlantıyı koparma, görüşmeleri dondurma
CESSION : English Turkish
n. terk, vazgeçme, çekilme, devretme, devir
CESSION OF RIGHT : English Turkish
hakkından feragat, haklı iddaasından vazgeçme
CESSIONARY : English Turkish
adj. bir bölge veya varlığın verilmesi yada ondan vazgeçilmesi ile alakalı; devredilen yada vazgeçilen bir şeyle alakalı (servetin, malın)
CESSPIT : English Turkish
n. çöp çukuru, lağım çukuru, fosseptik
CESSPOOL : English Turkish
n. lağım çukuru, çöp çukuru, çöplük, pislik yuvası (Argo), fosseptik,
CESTA : English Turkish
n. jai-alai top oyununda kullanılan çember şeklindeki sepet; ince dalların veya sazların birlikte örülmesinden yapılan sepet (İspanyolca)
CESTODA : English Turkish
n. tenya, şerit solucan, asalak solucan
CESTODE : English Turkish
n. bağırsak şeridi, parazit; kurt
CESTOID : English Turkish
n. bağırsak şeridi, parazit, kurt
CESTUI : English Turkish
pron. (Hukuk) o kişi, o
CESTUI QUE TRUST : English Turkish
cestuis que trustent, bir krediden yararlanan kimse, bir krediden kazanç sağlayan kimse
CESTUIS QUE TRUSTENT : English Turkish
cestui que trust, bir krediden yararlanan kimse, bir krediden kazanç sağlayan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani