English
CESURA : English Turkish
n. durma, es (Müzik, Şiir)
CET : English Turkish
"Central European Time (Orta Avrupa Saati)", Avrupa anakarasındaki çoğu ülke tarafından kullanılan zaman dilimi (Greenwich Ortalama Zamanı'ndan {GMT} 1 saat ileridir)
CETACEAN : English Turkish
n. memeli deniz hayvanı
CETACEAN : English Turkish
adj. memeli deniz hayvanları ile ilgili
CETACEOUS : English Turkish
adj. balinalar veya yunuslarla alakalı
CETACEUM : English Turkish
n. ispermeçet balina yağı, ispermeçet balinasının ürettiği yağdan elde edilen beyaz mumsu madde
CETANE : English Turkish
adj. setan
CETANE NUMBER : English Turkish
n. setan sayısı
CETERA : English Turkish
n. bir soyadı; Peter Cetera (1944 doğumlu),
1985 yılları arasında popüler Chicago müzik grubunun da lideri Amerikalı bir müzisyen ve şarkıcı
CETERIS PARIBUS : English Turkish
her haliyle eşit olma, herşey eşitken (Latince)
CETOLOGIST : English Turkish
n. cetology (yunuslar ve balinaları inceleyen zooloji dalı) uzmanı, yunuslar ve balinaları inceleyen kimse
CETOLOGY : English Turkish
n. yunuslar ve balinaları inceleyen zooloji dalı
CETONA : English Turkish
n. Tuscany'de (İtalya) bir kasaba
CETYL : English Turkish
n. balina yağından çıkarılan alkol (Kimya)
CEUTA : English Turkish
n. İspanya'nın Fas'ta bulunan bir limanı ve yerleşim bölgesi (Cebelitarık Boğazı'nda yer almaktadır)
CEUTE : English Turkish
n. Fas'ta bir liman (Cebelitarık Boğazı'nda yer almaktadır)
CEVADILLA : English Turkish
n. sabadilla, Meksika'ya özgü zambak çeşidi
CEVICHE : English Turkish
n. seviche, limon suyu ve kıyılmış soğanla marine edilen ve aperatif olarak servis edilen Güney Amerikan çiğ beyaz balık veya deniz mahsülleri yemeği
CEVITAMIC ACID : English Turkish
C Vitamini, askorbik asit, çoğu sebze ve meyvede bulunan vitamin (enzim aktivitesi için gerekli)
CEYLON : English Turkish
n. Seylan adası
CEYLON : English Turkish
adj. seylan, sri lanka'da üretilen, seylan adası ile ilgili
CEYLONESE : English Turkish
n. Seylanlı, Seylan (Hint Okyanusu'nda bir ada) yerlisi veya burada yaşayan
CEYLONESE : English Turkish
adj. Seylanlı, Seylan'ın veya Seylan ile ilgili, Seylan'a özgü; Seylan halkının veya Seylan halkıyla ilgili, Seylan halkına özgü
CEYSSATITE : English Turkish
n. (Tıp) hiperhidrasis ve egzemada toz emici olarak kullanılan Fransa'da çıkarılan beyaz toprak (ayrıca tıbbi macun ve merhemlerin hazırlanmasında kullanılan)
CEZANNE : English Turkish
n. Paul Cezanne (
1906), çağdaş sanatın gelişimini büyük ölçüde etkilemiş olan Fransız bir post-empresyonist ressam, "Bathers (Yıkananlar)" ve "House of the Hanged Man (Asılmış Adamın Evi)" eserlerinin yaratıcısı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani