Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CLOCK SPEED : English Turkish

ir bilgisayarda megahertz ile ölçülen saat sinyalinin frekansı

CLOCK TOWER : English Turkish

n. saat kulesi, şehir meydanında kilisede veya sivil bir binada büyük bir saati gösteren kule

CLOCK TOY : English Turkish

adj. otomatik oyuncak

CLOCK UP : English Turkish

v. kadranda göstermek, yazmak

CLOCK WATCHER : English Turkish

n. çıkış saatini dört gözle bekleyen kimse

CLOCKER : English Turkish

n. zamanı ölçen kimse (bir yarışta, vb.)

CLOCKING : English Turkish

n. kuluçkaya yatma; birşeyleri zamanlama faaliyeti

CLOCKING HEN : English Turkish

n. kuluçkaya yatmış tavuk

CLOCKMAKER : English Turkish

n. saat yapan ve tamir eden kimse

CLOCKTOWER : English Turkish

n. saat kulesi, şehir meydanında kilisede veya sivil bir binada büyük bir saati gösteren kule

CLOCKWISE : English Turkish

adj. saat yönünde

CLOCKWISE : English Turkish

adv. saat yönünde

CLOCKWORK : English Turkish

n. saat mekanizması

CLOCKWORK ORANGE : English Turkish

n. Otomatik Portakal, 1962 yılında Anthony Burgess tarafından yazılan distopyan bir roman; 1971 yılında bu romandan uyarlanmış olan ve Stanley Kubrick tarafından yönetilmiş bir film

CLOD : English Turkish

n. toprak parçası; kesek; sersem, budala (Argo)

CLOD OF EARTH : English Turkish

n. toprak topağı

CLOD POLL : English Turkish

n. mankafa, ahmak; salak; aptal kimse

CLODDISH : English Turkish

adj. dünyanın ahmaklıkları ile dolu; aptal

CLODDISHNESS : English Turkish

n. aptallık, salaklık

CLODDY : English Turkish

adj. kir topakları ile dolu

CLODHOPPER : English Turkish

n. hantal kimse, hödük

CLODHOPPING : English Turkish

adj. kaba, yontulmamış

CLODPOLE : English Turkish

n. salak, aptal kimse

CLODPOLL : English Turkish

n. ahmak, mankafa; salak; aptal kimse

CLOG : English Turkish

n. terlik, nalın; kütük, takunya, engel, köstek, ket