Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COME OUT OF THE BLUE : English Turkish

ir anda belirmek, şaşkınlık yaratarak ortaya çıkmak, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak

COME OUT OF THE CLOSET : English Turkish

eşcinsel olduğunu söylemek, eşcinsel olduğunu bildirmek

COME OUT STRONGLY AGAINST : English Turkish

karşı çıkmak, karşı konuşmak, protesto etmek

COME OUT WITH : English Turkish

söze dökmek, kabul etmek, itiraf etmek; halka duyurmak, reklamını yapmak; dile getirmek (örneğin, “ O her zaman gerçeği dile getirmeği becerir”)

COME OVER : English Turkish

v. olmak, başına gelmek, üzerine çökmek, uzaktan gelmek, yön değiştirmek, uğramak, ziyaret etmek

COME ROUND : English Turkish

ziyaret etmek, uğramak, tekrarlanmak, yıldönümü gelmek, ayılmak

COME SAFE TO PORT : English Turkish

sağ salim gelmek, sağ salim varmak, zarar görmemiş bir şekilde dönmek

COME SECOND : English Turkish

v. ikinci gelmek, ikinci olmak, sonra gelmek

COME SHORT OF : English Turkish

yetmemek, yetişmemek, az gelmek

COME SOMEONE'S WAY : English Turkish

eline fırsat geçmek, şanslıydı, şanslı anındaydı

COME SUDDENLY : English Turkish

v. pat diye gelmek

COME THE RAW PRAWN : English Turkish

v. dolandırmak, (Avustralya Argosu) aldatmaya çalışmak, yanlış yol göstermek, kandırmak

COME THROUGH : English Turkish

geçirmek, atlatmak, iyileşmek, başarmak, sonuca ulaşmak, üstesinden gelmek

COME TO : English Turkish

gelmek, varmak, ulaşmak, payına düşmek, kalmak, ilgili olmak, içinde olmak, tutmak, kendine gelmek, ayılmak, iyileşmek

COME TO A BAD END : English Turkish

v. sonu kötü olmak, kötü sonuçlanmak

COME TO A CONCLUSION : English Turkish

sonuca varmak, sonuçlandırmak, karar vermek, karar varmak

COME TO A DEAD STOP : English Turkish

aniden durmak, tamamen durmak

COME TO A DEADLOCK : English Turkish

v. çıkmaza girmek, yerinde saymak, tıkanmak

COME TO A DECISION : English Turkish

adını koymak, karara varmak

COME TO A FULL STOP : English Turkish

tamamen durmak, sekteye uğramak

COME TO A HALT : English Turkish

durmak, duruvermek

COME TO A HEAD : English Turkish

aş vermek, çıkmak, sona ermek, doruğa ulaşmak

COME TO A MUTUAL UNDERSTANDING : English Turkish

v. uzlaşmak

COME TO A STANDSTILL : English Turkish

sekteye uğramak, duraklamak

COME TO A STOP : English Turkish

durmak, duraksamak, durağa gelmek