Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CONFRATERNITY : English Turkish

n. kardeşlik derneği, hayır kurumu

CONFRERE : English Turkish

n. meslektaş, aynı kurumda çalışan kimse

CONFRONT : English Turkish

v. yüz yüze getirmek, yüzleştirmek, karşılaştırmak, karşı koymak

CONFRONT SMB. WITH : English Turkish

v. karşı karşıya bırakmak, karşılaştırmak

CONFRONTATION : English Turkish

n. yüzleştirme, yüzleşme, karşılaşma

CONFRONTATION LINE : English Turkish

karşılıklı cepheleşme hattı, savaş cephe hattı, çatışma çizgisi

CONFRONTATION LINE SETTLEMENT : English Turkish

karşılıklı cepheleşme hattı yerleşim alanı, çarpışmalar sınırına kurulmuş olan yerleşim alanı

CONFRONTATIONAL : English Turkish

adj. çatışmacı, anlaşmazlığa neden olma eğilimi olan; agresif; çelişkili

CONFRONTED HIM : English Turkish

onunla yüzleşti, onunla karşı karşıya geldi

CONFRONTING THE ENEMY : English Turkish

düşmanla yüzleşmek, düşmanla karşı karşıya geldi

CONFUCIAN : English Turkish

n. Konfüçyüsçü kimse

CONFUCIAN : English Turkish

adj. Konfüçyüs ile ilgili, Konfüçyüsçü

CONFUCIANISM : English Turkish

n. Konfüçyüsçülük

CONFUCIUS : English Turkish

n. Konfüçyüs, (551?
İÖ 478?) Konfüçyüsçülüğü kurmuş olan Çinli bir filozof ve eğitmen

CONFUSABILITY : English Turkish

n. karıştırma olasılığı, karıştırılabilirlik, şaşırtabilme, akıl karıştırıcı olma

CONFUSABLE : English Turkish

adj. karıştırılabilir, kafa karıştırıcı olabilir, şaşırtabilir, anlaşılmaz olabilir

CONFUSE : English Turkish

v. şaşırtmak, kafasını karıştırmak, karıştırmak, karman çorman etmek, kafa karıştırmak; ayırt edememek; serseme çevirmek; afallatmak, farkedememek, bozmak

CONFUSE THE ISSUE : English Turkish

karmaşık hale getirmek, bir şeyi daha karışık hale getirmek

CONFUSED : English Turkish

adj. şaşkın, şaşkına dönmüş, kafası karışmış, allak bullak, şaşırmış, karışmış, karışık, şaşırtıcı, seçilemez, karman çorman, karmakarışık, mahçup, perişan

CONFUSED HIM : English Turkish

onun kafasını karıştırdı, onu şaşkına çevirdi

CONFUSED WORDS : English Turkish

karışık kelimeler, düzensiz kelimeler, karışık dil, kafa karıştırıcı kelimeler, şaşırtan kelimeler

CONFUSEDLY : English Turkish

adv. allak bullak

CONFUSEDNESS : English Turkish

n. karışmışlık, kafası karışmış olma durumu, şaşkınlık, kafası bulanmış olma durumu

CONFUSING : English Turkish

adj. karıştıran, şaşırtan, kafa karıştırıcı, şaşırtıcı, komplike

CONFUSING : English Turkish

n. şaşırtma