Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CONGENIALLY : English Turkish

adv. cana yakın bir halde, efendice, kibarca; hoş bir şekilde, tatlılıkla, nezaketle

CONGENITAL : English Turkish

adj. yaradılıştan olan, doğuştan

CONGENITAL ABNORMALITY : English Turkish

n. kalıtsal bozukluk, doğuştan olan defekt, doğuştan olan rahatsızlık, doğuştan olan özür, doğum sırasında var olan kusur

CONGENITAL DEFECT : English Turkish

n. kalıtım bozukluğu, doğuştan olan rahatsızlık, doğuştan olan özür, doğum sırasında var olan kusur

CONGENITAL DISORDER : English Turkish

n. doğumsal hastalık, , doğuştan olan defekt, kalıtsal bozukluk, doğuştan olan özür, doğum sırasında var olan kusur

CONGENITAL STERILITY : English Turkish

kalıtsal sterilite, bir kimsenin doğuştan var olan üreyememe durumu

CONGENITALLY : English Turkish

adv. doğuştan, yaradılıştan

CONGER : English Turkish

n. mığrı, yılanbalığı

CONGER EEL : English Turkish

mığrı, yılanbalığı

CONGERIES : English Turkish

n. küme, yığın

CONGEST : English Turkish

v. doldurmak, tıkamak, yığmak, toplamak, dolmak, tıkanmak, kalabalıklaşmak

CONGESTED : English Turkish

adj. kalabalık, tıklım tıklım, sıkışık, tıkanık; kan hücum etmiş; kan toplanmış

CONGESTED TRAFFIC : English Turkish

tıkalı trafik, trafik sıkışıklığı, araçlar ile dolu yollar

CONGESTION : English Turkish

n. kalabalık, izdiham, tıkanıklık, sıkışıklık, yoğunluk; kan hücumu, kan toplanması

CONGESTIVE : English Turkish

adj. konjestif, tıkanıklığa neden olmaya yatkın olan

CONGESTIVE HEART FAILURE : English Turkish

konjestif kalp yetmezliği, kalbin düzgün bir şekilde pompalamadığı ve akciğerlerde sıvı birikimine neden olduğu durum, CHF (Tıp)

CONGLOBATE : English Turkish

v. top gibi yapmak, yuvarlaklaştırmak, top gibi yapılmak

CONGLOBATE : English Turkish

adj. küresel, top gibi, yuvarlak

CONGLOBATION : English Turkish

n. konglobasyon, bir top içine toplama, yuvarlatılmış kitleye şekillendirme

CONGLOMERATE : English Turkish

n. küme; yığın; holding; çakıl kayaç [geol.]

CONGLOMERATE : English Turkish

v. yığılmak, kümelemek, yığmak, kümelenmek; holdingleşmek

CONGLOMERATE : English Turkish

adj. toplanmış, yığılmış, çakıllı

CONGLOMERATE MERGER : English Turkish

farklı alanlardaki firmaların birleşimi, iki tamamen farklı endüstri ile ilgili olan şirketin bir şirkete birleştikleri birleşme (Ekonomi)

CONGLOMERATION : English Turkish

n. yığma, yığın, küme, holding

CONGLUTINATE : English Turkish

v. yapıştırmak, kaynaştırmak, yapışmak, kaynamak