Multilingual Turkish Dictionary English

CONSUBSTANTIATION : English Turkish

n. consubstantiation, Komünyon ekmeği ve şarabının İsa Mesih’in vücudu ve kanına dönüştüğü inancı (Katoliklik)

CONSUETUDE : English Turkish

n. adet, alışkanlık

CONSUETUDINARY : English Turkish

adj. alışılagelmiş, alışılmış

CONSUL : English Turkish

n. konsolos

CONSUL GENERAL : English Turkish

n. başkonsolos

CONSULAGE : English Turkish

n. konsolosluk ücreti, konsolosluğa ödenen ücret, konsolosluk harcı

CONSULAR : English Turkish

adj. konsolos ile ilgili, konsolosluk

CONSULAR IMMUNITY : English Turkish

konsolosluk dokunulmazlığı, yabancı ulusların konsolosluklarına verilen genel af

CONSULATE : English Turkish

n. konsolosluk

CONSULATE GENERAL : English Turkish

n. başkonsolosluk

CONSULSHIP : English Turkish

n. konsolosluk, konsolosluk mevkii

CONSULT : English Turkish

v. danışmak, başvurmak, bakmak; dikkate almak, düşünmek; görüşmek

CONSULT : English Turkish

n. başvurma

CONSULTANCY : English Turkish

n. danışmanlık, müşavirlik, danışman pozisyonu; konsültasyon, belli bir konuyu tartışmak için yapılan toplantı

CONSULTANT : English Turkish

n. danışman, mütehassıs, uzman doktor

CONSULTATION : English Turkish

n. danışma, muayene, konsültasyon

CONSULTATION HOUR : English Turkish

n. muayene saati

CONSULTATIVE : English Turkish

adj. danışmanlıkla ilgili, danışma

CONSULTATIVE COMMITTEE : English Turkish

danışma kurulu, uzman bilgisi ve tavsiye veren insanlar grubu

CONSULTATORY : English Turkish

adj. danışmanlıkla ilgili, danışmaya ait veya ilgili; tavsiye niteliğinde

CONSULTED HIM : English Turkish

ona danıştı, ona fikir danıştı, ondan öğüt istedi

CONSULTER : English Turkish

n. danışan kimse, görüşen kimse, akıl danışan kimse

CONSULTING : English Turkish

adj. danışman

CONSULTING ROOM : English Turkish

muayenehane

CONSULTIVE : English Turkish

adj. danışmanlıkla ilgili, danışmaya ait veya ilgili; tavsiye niteliğinde