Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COVINOUS : English Turkish

adj. entrika ile ilgili, suikast ile ilgili, sahtekar, düzenbaz

COW : English Turkish

n. inek, büyük hayvan (dişi)

COW : English Turkish

v. korkutmak, yıldırmak, sindirmek

COW FISH : English Turkish

cow fish, gözlerinin üstünde boynuza benzeyen dikenleri olan balık

COW HAND : English Turkish

n. sığırtmaç, sığır çobanı, kovboy

COW HERD : English Turkish

sığır sürüsü, inekler sürüsü, sığırlar sürüsü; genellikle yürüyerek sığır gözeten kişi

COW HIDE : English Turkish

sığır derisi, inek derisi; inek derisinden yapılan deri; deri kamçı

COW HOUSE : English Turkish

n. inek ahırı, ahır, inekler için olan büyük ahır

COW PARSNIP : English Turkish

n. maydanoz türü bir bitki

COW POX : English Turkish

ineklerde çiçek hastalığı, insanlara yapılan suçiçeği aşısında kullanılan virüs içeren inek hastalığı

COW PUNCHER : English Turkish

sığırtmaç, kovboy

COW SMB. INTO : English Turkish

v. zorlamak, mecbur etmek

COWABUNGA : English Turkish

interj. cowabunga, kowabunga, heyecan ve neşe haykırışı

COWAGE : English Turkish

n. cowage, bir bitki türü

COWARD : English Turkish

n. korkak, ödlek kimse (Argo)

COWARD : English Turkish

adj. korkak, ödlek, tabansız

COWARDICE : English Turkish

n. korkaklık, alçaklık

COWARDLINESS : English Turkish

n. korkaklık, korkunçluk, çekingenlik, cesaretsizlik

COWARDLY : English Turkish

adj. korkak, ödlek, alçak, namert

COWARDLY : English Turkish

adv. korkakça, yüreksizce, alçakça

COWBELL : English Turkish

n. inek çanı, ineğin boynuna asılan çan

COWBERRY : English Turkish

n. kırmızı yabanmersini

COWBIRD : English Turkish

n. inek kuşu, genellikle sığıra yakın bulunan karatavuk

COWBOY : English Turkish

n. kovboy; sığırtmaç, sığır çobanı; usta binici

COWBOY BOOTS : English Turkish

kovboy çizmesi, çiftlik işçileri tarafından giyilen sağlam deri botlar