Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CROWDING : English Turkish

n. sindirme, gözünü korkutma, bir kenara itme, rahat vermeme

CROWDING INTO : English Turkish

yükleme, büyük sayıyı küçük alana yerleştirmek

CROWDPULLER : English Turkish

n. kalabalığı kendisine çeken kimse, çok ilgi çeken veya büyük kalabalığın ilgisini çeken kimse; büyük seyirci kitlesinin ilgisini çeken bir şey

CROWFOOT : English Turkish

n. düğünçiçeği [bot.]; göz kenarındaki kırışıklıklar

CROWING : English Turkish

n. ötme, ötüş

CROWKEEPER : English Turkish

n. karga bekçisi, kargaları korkutmak için işe alınmış olan kimse; bostan korkuluğu

CROWLIKE : English Turkish

adj. karga gibi, kargaya benzeyen

CROWN : English Turkish

n. taç, çelenk; hükümdarlık, taht, tepe; zirve, beş şilin

CROWN : English Turkish

v. taç giydirmek; ödüllendirmek; kaplamak, süslemek; kafasına vurmak; dama yapmak; doruğa ulaştırmak

CROWN A TOOTH : English Turkish

diş kaplama, dişe takılan diş kronu, dişe koruyucu kaplama takmak

CROWN CAP : English Turkish

v. gazoz kapağı, şişe kapağı

CROWN COLONY : English Turkish

kraliyet sömürgesi, İngiliz hukuku ile yönetilen Britanya Uluslar topluluğu sömürgesi

CROWN GLASS : English Turkish

mercek camı

CROWN JEWELS : English Turkish

n. saray mücevherleri

CROWN LAW : English Turkish

ceza hukuku

CROWN OF THORNS : English Turkish

dikenli taç, devedikeninden yapılmış taç; büyük ıstırap

CROWN PRINCE : English Turkish

veliaht prens

CROWN PRINCESS : English Turkish

veliaht prenses, veliahtın karısı

CROWNE : English Turkish

n. crowne, taç, kraliyet başlığı (Artık kullanılmayan yazılış); başın etrafına takılan çiçeklerden yapılmış taç

CROWNE PLAZA : English Turkish

dünya çapında bir oteller ve dinlenme yerleri ağı (Holiday Inn otel ağının bir parçası)

CROWNED : English Turkish

adj. taç giymiş

CROWNED WITH SUCCESS : English Turkish

aşarıya ulaştı, çaba ile başarı kazandı, başarı sağladı

CROWNER : English Turkish

n. crowner, kafa yaralanması; (Birleşik Krallık) bir ürünün tanıtım etiketi; taç giydiren kimse, ödüllendiren bir şey; taç giydirme olayı; (İngiltere İngilizcesi) sorgu yargıcı, doğal olmayan ölümleri araştıran resmi sorgu hâkimi

CROWNING : English Turkish

adj. en yüksek, parlak

CROWNING : English Turkish

n. en yüksek, taç giyme