Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DAFTNESS : English Turkish

n. delilik, aptallık, ahmaklık, enayilik; çılgınlık, delilik

DAG : English Turkish

n. dag, kumaş üzerindeki oymalı kenar

DAG HAMMARSKJOLD : English Turkish

n. (
1961) İsveçli bir ekonomist ve diplomat, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (
1961), ölümünden sonra 1961 yılı Nobel Barış Ödülüne layık görüldü

DAGAN : English Turkish

n. Mezopotamyalı bir tarım ve toprak tanrısı (Babil Mitolojisi)

DAGESH : English Turkish

n. dagesh, İbranice harfinin içinde nokta olan ve sesini değiştirmek için kullanılan İbranice alfabesinde vurgu imi (İbranice grameri)

DAGESTAN : English Turkish

n. Dağıstan, güney Rusya'nın Kafkaslar bölgesinde Hazar Denizi kıyısıyla sınırı olan otonom bir cumhuriyet

DAGESTAN : English Turkish

n. dağıstan, sıkıca dokunmuş, çiçek desenli, zikzak kenarlı ve genellikle pastel renklerde olan halı (Dağıstan bölgesinde yapılan)

DAGESTANIAN : English Turkish

n. Dağıstanlı, Dağıstan yerlisi veya burada yaşayan; Dağıstanca, Dağıstan dili, Dağıstan'da konuşulan bir Kuzey Kafkasya dilleri grubu

DAGGA : English Turkish

n. dagga, sigara gibi içilen, yumuşak sakinleştirici etkisi olan diğerlerine nazaran zehirli olmayan Güney Afrika bitkisi; kenevir otu; esrar

DAGGER : English Turkish

n. hançer; kama

DAGGLE : English Turkish

v. sürükleyerek kirletmek, su veya çamur içinden sürüklemek; ıslanmak

DAGGY : English Turkish

adj. modaya uygun olmayan, (Argo) şık olmayan; modaya uymayan; pis, dağınık

DAGO : English Turkish

n. İtalyan veya İspanyol asıllı kimse, büyük okyanus adaları yerlisi

DAGOBA : English Turkish

n. dagoba, kubbe şeklindeki Budist tapınağı

DAGON : English Turkish

n. Dagon, Filistin balık Tanrısı, yarı adam ve yarı balık olarak belirmiş olan bir Filistin Tanrısı

DAGON SILO : English Turkish

n. Dagon Silosu, Haifa limanı (İsrail) yakınlarında bulunan bir tahıl ambarı

DAGUERRE : English Turkish

n. bir soyadı; Louis Jacques Mande Daguerre (
1851), Fransız bir ressam ve fizikçi, dagerreyotipi (eski fotoğraf tekniği) mucidi

DAGUERREOTYPE : English Turkish

n. dagerreyotipi, eski fotoğraf tekniği, eski fotoğraf tekniği ile basılmış resim

DAGUERROTYPE : English Turkish

n. eski tarz fotoğraf, resimlerin cam veya metal levha üzerine yapıldıkları ilk fotoğrafçılık yönetmi (mucidi Louis Daguerre’ın adını taşıyan); daguerrotype tekniğini kullanarak yapılan resim (ayrıca daguerreotype)

DAH : English Turkish

n. dah, kısa çizgi, Mors alfabesinde bir harf veya harfin bir kısmını oluşturan uzun ses

DAHABEEYAH : English Turkish

n. dahabeeyah, Nil Nehri’nde yüzen ev

DAHLIA : English Turkish

n. dalya, yıldızçiçeği

DAHLIA : English Turkish

n. yıldız çiçeği, renkli çiçekleri nedeniyle yetiştirilen bitki

DAHLIN : English Turkish

n. inulin, (Kimya) inulin; yıldız çiçeğinden elde edilen sebze nişastası

DAHOMEY : English Turkish

n. Benin'in (Batı Afrika'da bir ülke) eski adı