Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DECADENCE : English Turkish

n. çöküş, yıkılış; gerileme

DECADENCY : English Turkish

n. çöküş, ahlaksızlık; çökme; ruhsal veya ahlaki nitelikler açısından yozlaşmış olma durumu

DECADENT : English Turkish

n. çökmekte olan sanatçı

DECADENT : English Turkish

adj. çökmüş, yıkılmış, çökmekte olan; gerileyen

DECADENTLY : English Turkish

adv. çökmüş bir şekilde, bozulmuş bir şekilde, ahlaksızca, yozlaşmış bir şekilde

DECAF : English Turkish

n. kafeinsiz kahve

DECAFFEINATE : English Turkish

v. kafeinsizleştirmek

DECAFFEINATED : English Turkish

adj. kafeinsiz

DECAFFEINATED COFFEE : English Turkish

kafeinsiz kahve

DECAGON : English Turkish

n. dekagon, ongen

DECAGONAL : English Turkish

adj. ongen şeklinde, on açısı ve on kenarı olan

DECAGRAM : English Turkish

n. dekagram, on gram

DECAGRAMME : English Turkish

n. dekagram, on grama eşit olan kütle birimi

DECAHEDRAL : English Turkish

adj. on yüzlü, on yüzü olan (Geometri)

DECAHEDRON : English Turkish

n. on yüzlü şekil, on yüzü olan şekil (Geometri)

DECAL : English Turkish

n. çıkartma sanatı, çıkartma

DECALCIFICATION : English Turkish

n. dekalsifikasyon, kireçten arındırma, kalsiyumunu çıkarma; (Diş Hekimliği) dişlerdin kalsiyum kaybı

DECALCIFIED : English Turkish

adj. dekalsifiye, kalsiyumsuz

DECALCIFY : English Turkish

v. kirecini çıkarmak, kireçten yoksun bırakmak

DECALCOMANIA : English Turkish

n. çıkartma sanatı, çıkartma

DECALITER : English Turkish

n. dekalitre, on litre

DECALITRE : English Turkish

n. dekalitre, on litre

DECALOG : English Turkish

n. Ten Commandments (On Emir), On Buyruk

DECALOGUE : English Turkish

n. on emir

DECALVANT : English Turkish

adj. dekalvan, saç döken; kel yapan kıl döken