Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DECAMERON : English Turkish

n. Dekameron, Giovanni Boccaccio tarafından 14'üncü yüzyılda yazılmış olan masallar derlemesi

DECAMETER : English Turkish

n. dekametre, on metre

DECAMETRE : English Turkish

n. dekametre, on metre

DECAMP : English Turkish

v. ayrılmak; kaçmak; sıvışmak; kampı bozup ayrılmak

DECAMPMENT : English Turkish

n. sıvışma; ayrılma; kampı dağıtma

DECANAL : English Turkish

adj. dekana ait

DECANDROUS : English Turkish

adj. on stamene sahip olan, on erkeklik organı olan

DECANGULAR : English Turkish

adj. on açılı

DECANI : English Turkish

adj. decani, kilisenin güney tarafındaki mektupla ilgili; özel kilise korosu tarafından söylenen

DECANT : English Turkish

v. şişeden sürahiye boşaltmak; dikkatle boşaltmak

DECANTER : English Turkish

n. sürahi, şarap sürahisi; süzme kabı

DECANTING : English Turkish

n. durultma işlemi, bir şişeden veya kaptan başka şişeye veya kaba dökme; tortularını almadan şarap dökme eylemi

DECAPHYLLOUS : English Turkish

adj. on yapraklı

DECAPITALISATION : English Turkish

n. semayesizleşme, ilk harfi büyük harften küçük harfe değiştirme; sermayeyi elinden alma; sermaye birikimini teşvik etmeme (ayrıca decapitalization)

DECAPITALISE : English Turkish

v. semayesizleşmek, ilk harfi büyük harften küçük harfe değiştirmek; sermayeyi elinden alma; sermaye birikimini teşvik etmemek (ayrıca decapitalize)

DECAPITALIZATION : English Turkish

n. semayesizleşme, ilk harfi büyük harften küçük harfe değiştirme; sermayeyi elinden alma; sermaye birikimini teşvik etmeme (ayrıca decapitalisation)

DECAPITALIZE : English Turkish

v. semayesizleşmek, ilk harfi büyük harften küçük harfe değiştirmek; sermayeyi elinden alma; sermaye birikimini teşvik etmemek (ayrıca decapitalise)

DECAPITATE : English Turkish

v. başını kesmek; işten çıkarmak

DECAPITATION : English Turkish

n. başını kesme, boynunu vurma; işten çıkarma

DECAPITATOR : English Turkish

n. cellat, kafasını kesen kişi veya şey

DECAPOD : English Turkish

adj. on ayaklı, on bacaklı

DECAPSULATE : English Turkish

v. organdan kapsül almak, bir vücut organından kapsül çıkarmak (böbrek gibi)

DECARBONATE : English Turkish

v. karbonik asidini gidermek

DECARBONATION : English Turkish

n. karbonat giderme, karbon veya karbonik asitten arındırma

DECARBONISATION : English Turkish

n. dekarbonizasyon, karbonu çıkarma eylemi veya süreci, karbon giderme (ayrıca decarbonization)