Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DESCRIBE : English Turkish

v. tanımlamak, tarif etmek, tasvir etmek, anlatmak; betimlemek; ifade etmek; çizmek

DESCRIBED : English Turkish

adj. tanımlanmış, tanımlı, kelimelerle özellikle ayrıntılarıyla tarif edilmiş; çizili, çizilmiş

DESCRIBED IN DETAIL : English Turkish

ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış, tüm ayrıntılarıyla söylenmiş veya yazılmış

DESCRIBER : English Turkish

n. tanımlayan kimse, tanımlayıcı, anlatan, betimleyen

DESCRIPTION : English Turkish

n. tanım, tarif, tasvir, tanımlama; betimleme; çeşit

DESCRIPTIVE : English Turkish

adj. tanımlayıcı, belirtici; betimsel, resmedici

DESCRIPTIVE GEOMETRY : English Turkish

tasarı geometri

DESCRIPTIVE PARAGRAPH : English Turkish

n. açıklayıcı paragraf, tanımlayıcı paragraf, betimleyici paragraf, bir yeri veya kimseyi tanımlayan paragraf, bir duygu veya düşünceyi betimleyen paragraf

DESCRIPTIVELY : English Turkish

adv. tanımlayıcı bir şekilde, betimleyici bir şekilde, resmedici bir şekilde, açıklayıcı bir şekilde

DESCRIPTIVENESS : English Turkish

n. tanımlayıcı olma durumu, betimleyicilik, resmedici olma durumu, açıklayıcı olma durumu

DESCRIPTOR : English Turkish

n. (veri tabanı yönetiminde) anahtar sözcük, anahtar kelime, veri kayıtlarını belirlemek düzenlemek ve birleştirmek için kullanılan anahtar kelime

DESCRY : English Turkish

v. farketmek, ayırt etmek, keşfetmek; seçmek

DESDEMONA : English Turkish

n. Desdemona, Shakespeare'in "Othello" trajedisinde Othello'nun karısı; Uranus gezegeninin küçük uydusu; orta Teksas'ta bir kasaba (ABD)

DESECRATE : English Turkish

v. kutsallığını bozmak, kutsal saymamak; hakaret etmek

DESECRATE A GRAVE : English Turkish

mezara saygısızlık etmek, bir mezarı bozmak veya ona zarar vermek

DESECRATED : English Turkish

adj. saygısızlık edilmiş, bozulmuş, zarar verilmiş

DESECRATED GRAVE : English Turkish

saygısızlık edilmiş mezar, bozulmuş mezar, zarar verilmiş mezar

DESECRATED THE SABBATH : English Turkish

Sabbath'a (Musevilerde çalışılmaması gereken güne) saygısızlık etti, Sabbath gününe aldırmadı, Sabbath gününün kutsallığını önemsemedi

DESECRATER : English Turkish

n. saygısızlıkta bulunan, kutsal sayılan şeylere saygısızlık eden kimse, kötü davranan kimse, bozan kimse

DESECRATION : English Turkish

n. kutsal şeye saygısızlık; hürmetsizlik; tecâvüz

DESECRATION OF A GRAVEYARD : English Turkish

mezara saygısızlık, bir mezarı bozma veya ona zarar verme

DESECRATION OF GRAVES : English Turkish

mezarlara saygısızlık etme, mezarları bozma veya onlara zarar verme

DESECRATION OF THE SABBATH : English Turkish

Sabbath'a (Musevilerde çalışılmaması gereken güne) saygısızlık, Sabbath gününe aldırmazlık, Sabbath gününün kutsallığını önemsememe

DESECRATOR : English Turkish

n. saygısızlıkta bulunan, kutsal sayılan şeylere saygısızlık eden kimse, kötü davranan kimse, bozan kimse

DESEED : English Turkish

v. tohumlarını çıkarmak, bir şeyden çekirdeklerini ayırmak