English
DEUS EX MACHINA : English Turkish
hızır gibi yetişen yardım, beklenmedik biçimde yetişen yardımcı güç
DEUTERAGONIST : English Turkish
n. ikinci en önemli rol, baş kahramandan sonra gelen ikinci en önemli oyuncu (Antik Yunan)
DEUTERANOMALY : English Turkish
n. döteranomali, retinanın yeşil renge karşılık vermediği görme bozukluğu, yeşil körlüğü
DEUTERANOPE : English Turkish
n. döteranop, yeşil körü, döteranomali (yeşil körlüğü) hastalığı
DEUTERANOPIA : English Turkish
n. döteranopi, retinanın yeşil renge karşılık vermediği görme bozukluğu, yeşil körlüğü
DEUTERANOPIC : English Turkish
adj. döteranopi (retinanın yeşil renge karşılık vermediği görme bozukluğu, yeşil körlüğü) ile ilgili
DEUTERIUM : English Turkish
n. döteryum
DEUTERIUM OXIDE : English Turkish
n. ağır su
DEUTERO : English Turkish
pref. döter, ikinci
DEUTERO ISAIAH : English Turkish
Deutero Isaiah, İsaiah Kitabı'nın ikinci düşünsel yazarına verilen ad (İsaiah Kitabı'nın üç ayrı yazar tarafından yazıldığı teorisine göre)
DEUTEROCANONICAL : English Turkish
adj. kutsal kitapların veya kutsal kitaplar ile ilgili, kutsal kitaplara özgü, Septuagint (Tevrat'ın bilinen en eski Yunanca tercümesi) içinde bulunan Kutsal Yazıtlar'ın dayanakları ile ilgili (İbrani yasasında değil)
DEUTEROGAMY : English Turkish
n. ikinci evlilik, tekrar evlenme, ikinci kez evlenme (ilk eşin ölümünden sonra)
DEUTERON : English Turkish
n. döteron, ağır bir hidrojenin atomu (Fizik)
DEUTERONOMY : English Turkish
n. on emir kitaplarının beşincisi
DEUTEROTOKY : English Turkish
n. döllenmiş yumurta olmadan gerçekleşen hem erkek hem de dişi doğuşu
DEUTON : English Turkish
n. döteron, (Fizik) bir proton ve bir nötrondan oluşan pozitif yüklü partikül
DEUTSCH : English Turkish
n. Almanca, Alman dili
DEUTSCHE : English Turkish
adj. Almanca, Alman, Almanya'nın ya da Almanya ile ilgili (Almanca)
DEUTSCHE MARK : English Turkish
Alman Markı, Almanya'da para birimi
DEUTSCHE TELEKOM : English Turkish
n. Alman Telekom, Alman telekomünikasyon şirketi (İnternet, telefon ve televizyon yayın hizmetleri sağlayıcısı)
DEUTSCHLAND : English Turkish
n. Almanya, (Almanca)
DEVALUATE : English Turkish
v. devalüe etmek, değerini düşürmek, devalüasyon yapmak
DEVALUATION : English Turkish
n. devalüasyon, paranın değerini düşürme
DEVALUATION OF THE CURRENCY : English Turkish
para birimi devalüasyonu, para biriminde gerçekleşen düşüş, paranın değerinde düşme
DEVALUE : English Turkish
v. değerini düşürmek, devalüasyon yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani