Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DUE IN : English Turkish

eklenen, umulan, gelmesi beklenen veya planlanmış (bazı ulaştırma biçimlerinde)

DUE NORTH : English Turkish

adv. tam kuzeye doğru, dosdoğru kuzeye

DUE OUT : English Turkish

irazdan kalkacak, hareket etmek üzere olan (otobüs tren vs); birazdan varması beklenen, gelmek üzere olan

DUE PERFORMANCE : English Turkish

tam ifa, layıkıyla ifa, bir işin tam olarak yerine getirilmesi

DUE PROCESS : English Turkish

yargı süreci, yasal prosedür, bir toplumdaki vatandaşların sahip olduğu temel haklar (adil yargılanma davacı ile yüzleşme vs gibi)

DUE TO : English Turkish

dolayı, yüzünden, yüklenebilir

DUE TO CIRCUMSTANCES : English Turkish

koşullar nedeniyle, şartlar yüzünden, olaylar nedeniyle, durumun ışığı altında

DUE TO INADVERTENCE : English Turkish

dikkatsizlik nedeniyle, özensizlikten dolayı, ihmalkârlık ve ilgisizlikten dolayı

DUE TO THE DIFFICULT CIRCUMSTANCES : English Turkish

zor koşullar nedeniyle, zor şartlar yüzünden, zor olaylar nedeniyle, zor durumun ışığı altında

DUE TO THE FACT THAT : English Turkish

çünkü,
ması yüzünden,
nden dolayı,
masından dolayı

DUEL : English Turkish

n. çekişme, düello

DUEL : English Turkish

v. düello etmek

DUEL OF GIANTS : English Turkish

devlerin düellosu, devlerin kavgası, boyutları veya itibarları büyük olan iki savaşçı arasındaki çatışma

DUELER : English Turkish

n. düellocu, düello yapan kimse, resmî bir kavgada başka bir kimseyle dövüşen kimse

DUELIST : English Turkish

n. düellocu

DUELLER : English Turkish

n. düellocu, düello yapan kimse, resmî bir kavgada başka bir kimseyle dövüşen kimse

DUELLING : English Turkish

n. düello, iki kişi arasında gerçekleşen resmî kavga

DUELLIST : English Turkish

n. düellocu, düello yapan kimse, resmî bir kavgada başka bir kimseyle dövüşen kimse

DUENDE : English Turkish

n. (İspanyolca) bir kimseyi diğer insanlara çekici kılan özellik; dayanılmaz cazibe; kişisel cazibe ve çekicilik ile diğer insanları cezbetme gücü

DUENNA : English Turkish

n. dadı, genç kıza eşlik eden kadın

DUES : English Turkish

n. aidat, ücret, vergi, resim

DUET : English Turkish

n. düet, çift, atışma

DUETT : English Turkish

n. düet, iki sesli veya aletli şarkı veya başkaca müzik eseri

DUETTIST : English Turkish

n. düet sanatçısı

DUETTO : English Turkish

n. düetto