English
DULCET : English Turkish
adj. kulağa hoş gelen, tatlı, hafif
DULCIFY : English Turkish
v. tatlılaştırmak, yumuşatmak
DULCIMER : English Turkish
n. santur (çalgı), gayda türü bir çalgı
DULCITONE : English Turkish
n. çekiçle vurulan bir dizi çelik ayarlama çatalı olan klavye aracı
DULIA : English Turkish
n. azizlerin ve meleklerin Tanrı'ya kıyasla ikinci derece saygınlığı
DULL : English Turkish
v. kütleştirmek, köreltmek, duygularını köreltmek; uyuşturmak, sersemletmek, donuklaştırmak
DULL : English Turkish
adj. sıkıcı, donuk, renksiz, soluk, tatsız; fersiz, kör, mat; sersem, duygusuz, ruhsuz, ağır, kalın kafalı
DULL AS DISHWATER : English Turkish
iç karartıcı, tatsız tuzsuz, ilginç olmayan, heyecansız, çok sıkıcı
DULL AS DITCH-WATER : English Turkish
iç karartıcı, tatsız tuzsuz, ilginç olmayan, heyecansız, çok sıkıcı
DULL BLADE : English Turkish
kör bıçak ağzı veya kenar, keskin olmayan bıçak ağzı veya kenar
DULL BRAINED : English Turkish
adj. aptal, salak, beyinsiz, geri zekâlı
DULL CONVERSATION : English Turkish
sıkıcı diyalog, ilginç olmayan konuşma, heyecansız söyleşi
DULL EXPRESSION : English Turkish
donuk yüz ifadesi, sıkıcı ifade, boş bakış, boş yüz ifadesi, aptalca yüz ifadesi
DULL GAME : English Turkish
n. sıkıcı oyun, ilginç olmayan oyun, heyecansız oyun
DULL HEADACHE : English Turkish
hafif baş ağrısı, hafif ve sürekli baş ağrısı (şiddetli ağrı veya zonklama şeklindeki ağrının tersine)
DULL JOKE : English Turkish
n. sıkıcı şaka, ilginç olmayan şaka, eğlenceli olmayan şaka; Britanya mizahı (Argo)
DULL OF HEARING : English Turkish
ağır işitilme, ağır işitme; bozulmuş duyma yetisi olan
DULL PAIN : English Turkish
n. hafif ağrı, yumuşak ağrı, az ağrı
DULL PARTY : English Turkish
n. sıkıcı parti, ilginç olmayan parti, heyecansız sosyal toplanma
DULL PERSON : English Turkish
n. sıkıcı kimse, ilginç olmayan kimse, heyecansız kimse
DULL SIGHT : English Turkish
n. sıkıcı manzara, ilginç olmayan manzara, heyecansız manzara, kasvetli manzara
DULL STICK : English Turkish
n. çam yarması, hödük
DULL WEATHER : English Turkish
n. sıkıcı hava, kötü hava
DULLARD : English Turkish
n. sersem, mankafa
DULLING : English Turkish
n. sersemleştiren, uyuşturan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani