English
EPHEMERON : English Turkish
n. efemerid, kısa ömürlü şey
EPHEMEROPTERA : English Turkish
n. suda büyüyen ve çok kısa bir yetişkinlik dönemi yaşayan (sadece bir kaç saat ve bazıları bir veya iki gün) böcekler sınıfı (23 aileye ait yaklaşık 2500 tür); Mayıs sinekleri, su sinekleri
EPHESIAN : English Turkish
n. Efesli, Efes antik kenitnin yerlisi ya da sakini
EPHESIAN : English Turkish
adj. Efesli, Efes ile ilgili olan
EPHESIANS : English Turkish
n. Efesliler, mektuplar koleksiyonundan oluşan Apostol Paul tarafından Tevrat'ta bir kitap (İncil’le ilgili)
EPHESUS : English Turkish
n. Efes, Anadolu'da bulunan antik Yunan kenti (bugün batı Türkiye'de)
EPHOD : English Turkish
n. (Yahudilik) antik İsrail'de Yahudi rahipler tarafından giyilen altına batırılmış iki oniks taşı ile omuzlarda birbirine bağlanmış törensel keten kolsuz elbise (rüzgarlık/önlük gibi)
EPHRAIM : English Turkish
n. Ephraim, erkek ismi (İbranice); Mısır'da doğmuş olan Joseph'İn ikinci oğlu (İncil’le ilgili); Joseph'in oğlunun adını taşıyan İsrail'in 12 kabilesinden biri (İncil’le ilgili); Utah'da bir şehir (ABD); avcı boz ayısı için kullanılan isim (Zooloji)
EPHRAIM KATZIR : English Turkish
Ephraim Katzir, (1916'da doğan) İsrail'in dördüncü cumhurbaşkanı (
78)
EPIBLAST : English Turkish
n. dış embriyonik tabaka, harici embriyonik katman (Embriyoloji)
EPIBLASTIC : English Turkish
adj. (Embriyoloji) bir epiblasta ait, bir epiblast ile alakalı, blastodermin dış katmanı/yüzeyi ile alakalı
EPIC : English Turkish
n. epope, destan, destan tarzı oyun
EPIC : English Turkish
adj. epik, destansı, kahramanca
EPIC FILM : English Turkish
kahramanlık filmi, bir kahramanın hayatını ve/veya maceralarını betimleyen film
EPIC LAUGHTER : English Turkish
n. abartılı kahkaha
EPIC OF GILGAMESH : English Turkish
Gılgamış Destanı, Gılgamış adında bir kahramanın serüvenlerini ayrıntılı olarak anlatan Akatlı destanı (metnin tamamı M.Ö.
yüzyılda yazılmıştır)
EPICAL : English Turkish
adj. epik edebiyatını akla getiren veya epik edebiyatı ile yapılmış olan
EPICALLY : English Turkish
n. epik bir tarzda, destansı bir tarzda, kahramanca bir tarzda
EPICANTHIC : English Turkish
adj. epicanthus ile alakalı, Moğol ırklarının karakteristiği olan gözkapağı üzerinde deri kıvrımı/katmanı ile alakalı
EPICANTHUS : English Turkish
n. Moğol ırklarının karakteristiği olan gözkapağı üzerinde deri kıvrımı/katmanı
EPICARDIAL : English Turkish
adj. (Anatomi) epikardiyal, epikardi ile alakalı, kalbin dış zarı ile alakalı
EPICARDIUM : English Turkish
n. epikardi, kalbin dış zarı (Anatomi)
EPICENE : English Turkish
adj. eril ve dişil hali aynı olan (kelime); her iki cinsin özelliğini taşıyan, üniseks
EPICENTER : English Turkish
n. deprem merkezi; merkez üssü; can alıcı nokta
EPICENTRAL : English Turkish
adj. bir depremin kaynağı ile alakalı; merkez üssü ile alakalı, merkezi ile alakalı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani