English
ENVIRONMENTALISM : English Turkish
n. çevrecilik
ENVIRONMENTALIST : English Turkish
n. çevreci, yeşiller taraftarı
ENVIRONMENTALLY : English Turkish
adv. çevresel olarak
ENVIRONS : English Turkish
n. civar, dolay, etraf
ENVIRONS OF THE CITY : English Turkish
şehrin dolayları, şehrin etrafı, şehrin civarı, şehri çevreleyen bölge
ENVISAGE : English Turkish
v. kafasında canlandırmak, önceden düşünmek; göze almak
ENVISION : English Turkish
v. gözünün önüne getirmek; düşünmek
ENVOI : English Turkish
n. bir ithaf olarak görev yapan şiirin sonuç dizesi; bir ithaf işlevi gören kitap altyazısı (dip notu)
ENVOY : English Turkish
n. elçi, temsilci, delege, resul; yazarın yazıdaki son sözü
ENVY : English Turkish
n. gıpta, imrenme, kıskançlık, haset; çekememezlik; gıpta edilen şey; kıskanılan kimse
ENVY : English Turkish
v. gıpta etmek, imrenmek, kıskanmak; gözü kalmak; çekememek
ENVYINGLY : English Turkish
adv. kıskançlıkla, kıskanç bir şekilde, hırsla, açgözlülükle, açgözlü bir şekilde
ENWALL : English Turkish
n. iç duvar; bir patlama/basınç fırınının iç duvarı (Metalurji)
ENWIND : English Turkish
v. sarmak, dolanmak, bukle yapmak; çevrelemek, kuşatmak, etrafını çevirmek
ENWOMB : English Turkish
v. bir rahmin içerisinde kapalı olmak; rahmin içinde olduğu gibi hapsetmek/örtmek veya gizlemek; bir insanı rahmin içindeymiş gibi sımsıcak/samimiyetle sarmak/kuşatmak; bir oyuk veya büyük bir mağarada saklanmak; bir kadını hamile bırakmak; bir kadının rahminde fetüs veya bebek olmak (Arkaik)
ENWRAP : English Turkish
v. sarmak, dolamak
ENZOOTIC : English Turkish
adj. belirli bir yerdeki hayvanların karakteristikleri (Veteriner Tıp)
ENZYGOTIC : English Turkish
adj. enzigotik, tek bir döllenmiş yumurtadan gelişen (tek yumurta ikizleri gibi)
ENZYMATIC : English Turkish
adj. enzimatik, bir enzime ait veya enzimle alakalı, kimyasal işlemleri katalize eden (kolaylaştıran) proteinlerle alakalı
ENZYMATICALLY : English Turkish
adv. bir enzim vasıtasıyla, kimyasal işlemleri katalize eden (kolaylaştıran) bir protein yoluyla
ENZYME : English Turkish
n. enzim, ferment
ENZYME-LINKED IMMUNOABSORBENT ASSAY : English Turkish
(Tıp) belirli virüs ve bakteriler için antikorları tespit etmek için kullanılan kan testi (erken HIV teşhis testi olarak kullanılan), ELISA
ENZYMIC : English Turkish
adj. enzimik, bir enzime ait veya enzimle alakalı, kimyasal işlemleri katalize eden (kolaylaştıran) proteinlerle alakalı
ENZYMICALLY : English Turkish
adv. bir enzim vasıtasıyla, kimyasal işlemleri katalize eden (kolaylaştıran) bir protein yoluyla
ENZYMOLOGIST : English Turkish
n. enzimolojist, enzim uzmanı, enzimler konusunda uzman, kimyasal işlemleri katalize eden (kolaylaştıran) proteinler konusunda uzman
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani