Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FECIT : English Turkish

n. tarafından yapılmıştır

FECK : English Turkish

n. kuvvet, güç, kütle; miktar, nicelik

FECKLESS : English Turkish

adj. aciz, beceriksiz, cansız, sorumsuz, kayıtsız

FECKLESSLY : English Turkish

adv. kayıtsızca

FECKLESSNESS : English Turkish

n. beceriksizlik

FECULA : English Turkish

n. fekül, tortu, nişasta unu

FECULENCE : English Turkish

n. tortu, posa, pislik

FECULENT : English Turkish

adj. tortulu

FECUND : English Turkish

adj. bol, bereketli, verimli, doğurgan

FECUNDABILITY : English Turkish

n. (Jinekoloji) hamile kalabilirlik, hamile kalma yeteneği

FECUNDATE : English Turkish

v. hamile bırakmak, döllemek, bereketlendirmek

FECUNDATED : English Turkish

adj. verimli/meyveli yapan; döllenmiş, aşılanmış, hamile, gebe

FECUNDATION : English Turkish

n. dölleme, aşılama, gebelik, gebe kalma

FECUNDITY : English Turkish

n. verimlilik, doğurtkanlık

FED : English Turkish

federasyon, federal ajan, federe devlet

FED HIM LIES : English Turkish

yalanlarla besleyen, ona yalan söyleyen, onu kandıran, onu aldatan

FED IN DATA : English Turkish

ilgisayarı bilgi ile destekleyen, bir bilgisayara veri girişi yapan

FED UP : English Turkish

usanmış

FED UP WITH : English Turkish

ıkmış

FEDERACY : English Turkish

n. grup veya ülkelerin müttefikliği

FEDERAL : English Turkish

adj. federal, federe

FEDERAL AVIATION ADMINISTRATION : English Turkish

Federal Havacılık İdaresi, havayolları güvenliğini denetleyen ve havayolu endüstrisini düzenleyen ABD devlet kurumu, FAA

FEDERAL AVIATION AGENCY : English Turkish

Federal Havacılık Ajansı, FAA, havayolları güvenliğini denetleyen ve havayolu endüstrisini düzenleyen ABD devlet kurumu,

FEDERAL BUREAU OF INVESTIGATION : English Turkish

n. federal araştırma bürosu, fbi

FEDERAL COMMUNICATIONS COMMITTEE : English Turkish

Federal Haberleşme Komitesi, elektrikli aletlerden gelen elektrostatik geçirgenlikler seviyesini düzenlemek için standadlar belirleyen komite, FCC