Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FEEL HOLLOW : English Turkish

v. aç olmak, acıkmak

FEEL HUMILIATED : English Turkish

v. küçük düşmek

FEEL HUNGRY : English Turkish

v. aç olmak, acıkmak

FEEL ILL : English Turkish

v. hasta olmak

FEEL IN ONE'S BONES : English Turkish

kemiklerinde hissetmek, sezgisel olarak algılamak, içine doğmak

FEEL INCLINED : English Turkish

yatkınlık hissetmek, eğilim hissetmek, eğilimi olmak,
'a doğru meyilli olmak, verilmek, tercih etmek

FEEL INSIGNIFICANT : English Turkish

v. küçülmek

FEEL IT IN ONE'S BONES : English Turkish

kemiklerinde hissetmek, birşeyler hakkında güçlü şekilde birşey hissetmek; birşeylerin olacağını sezmek

FEEL LIKE : English Turkish

v. canı istemek

FEEL LIKE A DISHRAG : English Turkish

ulaşık bezi gibi hissetmek, eskimiş ve yumuşamış hissetmek

FEEL LIKE A FISH OUT OF WATER : English Turkish

sudan çıkmış balık gibi hissetmek, kendi mekanından dışarı çıkmış gibi bir hisse sahip olmak

FEEL LIKE A MILLION DOLLARS : English Turkish

ir milyon dolar gibi hissetmek, harika hissetmek

FEEL LIKE DOING SOMETHING : English Turkish

irşeyler yapmak istemek, bir faaliyette bulunmayı arzu etmek

FEEL LONELY : English Turkish

yanlızlık hissetmek, yanlızmış gibi hissetmek, tek başınaymış gibi hissetmek, izole edildiğini algılamak

FEEL ME : English Turkish

(Argo) beni hisset, beni anla

FEEL MISERABLE : English Turkish

erbat hissetmek, perişan hissetmek

FEEL MORE : English Turkish

v. daha yüksek bir dereceye ulaşmak

FEEL ONE'S OATS : English Turkish

zinde olmak, kendini zinde hissetmek, kendini beğenmek, kendini bir şey sanmak

FEEL ONE'S PULSE : English Turkish

kalp atışını hissetmek, bilek veya boyundaki atardamarlara parmağını bastırmak suretiyle kalp atışını kontrol etmek

FEEL ONE'S WAY : English Turkish

yolunu el yordamıyle bulmak, ihtiyatla ilerlemek

FEEL OUT OF IT : English Turkish

v. yabancılık çekmek, kendini yabancı hissetmek

FEEL PAIN : English Turkish

acı hissetmek, acı algılamak, acı içerisinde olmak, ağrı hissetmek

FEEL PAINS : English Turkish

v. sancılanmak

FEEL PECKISH : English Turkish

acıkmak, karnı zil çalmak

FEEL PITY FOR : English Turkish

v. acımak