English
FELL IN BATTLE : English Turkish
savaşta ölen, çatışmada öldürülen
FELL IN LOVE WITH HIM : English Turkish
ona aşık olan veya ona karşı derin hisler besleyen
FELL IN THE HANDS OF : English Turkish
-'in eline düşen,
'in tuzağına düşen
FELL INTO BAD WAYS : English Turkish
kötü yola düşmüş, suçlu bir hayatı seçen
FELL INTO DECAY : English Turkish
ozulmuş, çürümüş, kokuşmuş
FELL INTO HER TRAP : English Turkish
o kadının tuzağına düşen, onun ellerine düşen,
'ın ağına düşen
FELL INTO THE TRAP : English Turkish
onun ellerine düşen,
'ın ağına düşen
FELL OFF HIS CHAIR : English Turkish
sandalyesinden yere düşen; artık sandalyesinde oturamayacak kadar çok gülen
FELL OFF HIS FEET : English Turkish
yere düşen, yere uzanan
FELL ON : English Turkish
karşılaşan, tesadüfen olan;
'ile karşılaşan (zor zamanlar, vb.); saldıran, hücum eden, taarruz eden
FELL ON DEAF EARS : English Turkish
oş verilen, aldırış edilmeden geçilip gidilen, önemsemeyen, önemsenmeyen
FELL ON HIS BACK : English Turkish
sırt üstü düşen, düşüp sırt üstü uzanan
FELL ON THE FLOOR : English Turkish
zemine düşen
FELL OUT : English Turkish
(Argo) uyumaya giden (Örnek: "gece vardiyasını değiştirdikten sonra, uyumaya gittim")
FELL OUT OF BED : English Turkish
normalden daha önce gelen, alışılmıştan daha önce olan, şafakta kalkan
FELL OUT OF LINE : English Turkish
çizgiden dışarı çıkan, bir şeyleri isyankarlıkla yapmaya başlayan, yetkiyi kendi ellerine alan
FELL OUT OF THE BLUE : English Turkish
gökten düşen, açık bir havada fırtına gibi aniden ortaya çıkan, herkes için kötü bir süpriz olan
FELL PREY TO : English Turkish
-'ın kurbanı olan,
tarafından yıkıma uğratılan,
tarafından parçaları koparılan
FELL SHORT OF EXPECTATIONS : English Turkish
eklentilerin gerisine düşen, insanların beklentilerini hayata geçiremeyen
FELL SILENT : English Turkish
sessizliğe bürünen, sessizleşen, suskunlaşan
FELL TREES : English Turkish
v. ağaç kesmek
FELLA : English Turkish
n. arkadaş, adam, tip, herif, ahbap (Gayrı resmi)
FELLABLE : English Turkish
adj. kesilebilir olan, balta ile kesilip devrilebilir (bir ağaç hakkında)
FELLAH : English Turkish
n. fellah
FELLAHEEN : English Turkish
n. fellah
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani