Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FOOTWORN : English Turkish

adj. ayaklarla yıpratılmış, ayaklarla eskitilmiş; ayakları ağrımış, ayakları şişmiş

FOOTY : English Turkish

n. footie, futbol, Amerikan futbolu (ABD), rugbi (İngiliz İngilizcesi); futbol (İngiliz İngilizcesi)

FOOTY : English Turkish

adj. fakir, zayıf; değersiz, önemsiz, değeri olmayan; aşağılık, alçak, adi değersiz, eski püskü; ayakları olan, posa ile

FOOZLE : English Turkish

n. beceriksizlik

FOOZLE : English Turkish

v. beceriksizce yapmak, yüzüne gözüne bulaştırmak

FOP : English Turkish

n. züppe

FOPPERY : English Turkish

n. züppelik

FOPPISH : English Turkish

adj. züppece

FOR : English Turkish

görüş açısı, bir kameranın ya da bir füzenin tanıma cihazının dönüp "görebildiği" maksimum kabiliyeti

FOR : English Turkish

prep. için, göre, amacıyla, doğru, uygun, yönünde, yarayan, karşı, dolayı, sebebiyle

FOR : English Turkish

conj. dolayı, nedeniyle, çünkü, zira

FOR ... PERSONS : English Turkish

adj. kişilik

FOR A BRIEF MOMENT : English Turkish

kısa bir an için, küçük bir zaman periyodu esnasında

FOR A CERTAIN SUM : English Turkish

eğer belli bir miktar para verilirse

FOR A CHANGE : English Turkish

değişimin hatırı için, fark için

FOR A FLASH : English Turkish

adv. bir an için

FOR A GOOD CAUSE : English Turkish

iyi bir sebep için, faydalı bir amaç için, takdire değer bir amaç için

FOR A KEEPSAKE : English Turkish

adv. hatıra olarak

FOR A LARK : English Turkish

eğlence için, muziplik için

FOR A LONG TIME : English Turkish

uzun zamandır, epeydir, çoktan

FOR A LONG WHILE : English Turkish

adv. uzun zamandır, uzun süredir

FOR A MOMENT : English Turkish

ir an için

FOR A RAINY DAY : English Turkish

yağmurlu bir gün için, yeterli boş vaktinin olduğu bir gün için, başka sefere

FOR A REASON : English Turkish

ir şey uğruna, bir sebep için, boşu boşuna değil, hiçbirşey için değil, kazara değil, bedava değil, bir amaçla

FOR A SEASON : English Turkish

ir dönem için, belirli bir zaman periyodu için