Multilingual Turkish Dictionary English

FROM BELOW : English Turkish

alttan, daha alçak bir yerden

FROM BIRTH : English Turkish

doğuştan, bir kimsenin doğduğu andan itibaren

FROM BOTH SIDES : English Turkish

her iki tarafından, sağından ve solundan, her iki taraftan da

FROM CHILDHOOD : English Turkish

çocukluğundan beri, bir kimsenin çocuk u zamandan itibaren, gençliğinden beri, ilk günlerden itibaren

FROM CHOICE : English Turkish

n. tercihleri arasından

FROM DATE TO DATE INCLUSIVE : English Turkish

her bir tarihi dahil olarak, başlama ve sona erme tarihleri dahil bir tarihten diğerine kadar

FROM DAY ONE : English Turkish

ilk günden itibaren, bugüne kadar ilk günden itibaren, başlangıçtan andan itibaren, ilk andan itibaren

FROM DAY TO DAY : English Turkish

günbegün, bir günden diğerine kadar, bir ve bir sonraki gün arası

FROM DOOR TO DOOR : English Turkish

adv. kapı kapı, kapıdan kapıya

FROM DUSK TILL DAWN : English Turkish

gün batımından şafağa kadar, tüm gün boyunca, gün boyunca, güneşin doğuşundan günbatımına kadar

FROM EACH AND EVERY ONE : English Turkish

her bir ve herkesten, her birinden, hepsinden, hiç biri dışında tutulmadan

FROM EACH OTHER : English Turkish

irbirinden, bir kimsenin ahbapları veya arkadaşlarından, birbirlerinden

FROM END TO END : English Turkish

uçtan uca, bir uçtan bir uca, bir uçtan diğerine

FROM EVERY POINT OF VIEW : English Turkish

adv. her bakımdan

FROM EVERY QUARTER : English Turkish

her bir yandan, her bir tarafından, her taraftan

FROM EVERY SIDE : English Turkish

her taraftan, her tarafında, her yöne doğru, her yerde

FROM EVERYWHERE : English Turkish

her taraftan

FROM FATHER TO SON : English Turkish

abadan oğula, babasından oğluna geçen, nesilden nesile

FROM FRIDAY : English Turkish

Cuma’dan itibaren, haftanın altıncı gününden itibaren

FROM HAND TO MOUTH : English Turkish

günü gününe yaşama, finansal zorluk, mali açıdan günü gününe geçinme, yoksulluk

FROM HEAD TO FOOT : English Turkish

tepeden tırnağa, tamamen, her tarafında, baştan aşağı kadar

FROM HEARSAY : English Turkish

kulaktan dolma, dedikodudan, söylentilerden

FROM HEAVEN : English Turkish

Allah’tan, takdiri ilahi tarafından, Tanrı’dan

FROM HENCE : English Turkish

adv. buradan

FROM HER : English Turkish

ondan