Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FROGSKIN : English Turkish

n. frogskin, (Avustralya Argosu) pound hesabı (Eski Kullanım [Avustralya poundunun yeşil olması nedeniyle])

FROGSPAWN : English Turkish

n. kurbağa yumurtası, (İngiltere İngilizcesi) şeffaf pelte içinde bulunan döllenmiş kurbağa yumurtası kümesi

FROID : English Turkish

adj. üşümüş, soğuk (Fransızca)

FROIDEUR : English Turkish

n. froideur, (Fransızca) insanlar arasında samimiyet eksikliği, insanlar arasındaki soğukluk

FROLIC : English Turkish

n. gülüp oynama, eğlence, neşe, oyun, muziplik

FROLIC : English Turkish

v. gülüp oynamak, eğlenmek

FROLICKER : English Turkish

n. eğlence düşkünü olan kimse, neşeli bir şekilde etrafta zıplayan kimse, eğlenen kimse

FROLICSOME : English Turkish

adj. eğlence meraklısı, şen, oynak

FROM : English Turkish

prep. den, den beri, dan, beri, itibaren, yüzünden, dolayı

FROM A CERTAIN ASPECT : English Turkish

elirli bir açıdan, belli bir konumdan, belli bir açıdan

FROM A CHILD : English Turkish

küçükten beri, çocukluktan beri

FROM A DISTANCE : English Turkish

uzaktan

FROM A DISTANT PLACE : English Turkish

uzak mesafeden, çok uzaklarda olan bir yerden

FROM A RELIABLE SOURCE : English Turkish

adv. güvenilir bir kaynaktan

FROM A TO IZZARD : English Turkish

a'dan z'ye, baştan sona

FROM A TO Z : English Turkish

A2dan Z’ye, baştan sona kadar, her bir ayrıntı

FROM ABOVE : English Turkish

yukardan, üstten, üst taraftan

FROM ABROAD : English Turkish

dışarıdan

FROM AFAR : English Turkish

uzaktan, çok uzaklardan

FROM ALL QUARTERS : English Turkish

adv. her yönden, her taraftan

FROM ALL SIDES : English Turkish

her taraftan

FROM AMONG : English Turkish

arasından,
dan, içinden

FROM BAD TO WORSE : English Turkish

daha da kötüye, daha kötüye doğru, gitgide kötüleşerek, kötüye

FROM BEGINNING TO END : English Turkish

aştan sona kadar, A’dan Z2ye, her bir ayrıntı

FROM BEHIND : English Turkish

arkadan