Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GARGLE : English Turkish

v. gargara yapmak, ağzını çalkalamak, gırtlaktan konuşmak, gırtlaktan söylemek

GARGLING : English Turkish

n. gargara

GARGOYLE : English Turkish

n. yaratık şeklinde heykelcik, çirkin yaratık, canavar tipli kimse

GARGOYLED : English Turkish

adj. garip yaratık heykelleriyle süslenmiş olan, canavarlar veya garip yaratıklar şeklinde su olukları olan, çirkin yaratıklarla süslü (çoğunlukla Gotik kiliselerde); garip yüz karakteristikleri olan

GARGOYLISM : English Turkish

n. gargoylizm, ağır bedensel bozukluklarla tanımlanan hastalık

GARI : English Turkish

n. gari, (Japonca) dilimlenmiş tatlı salamura yapılmış zencefil kökü

GARIBALDI : English Turkish

n. Garibaldi, erkek gömleği gibi kadın bluzu

GARISH : English Turkish

adj. gösterişli, cafcaflı

GARISH CLOTHES : English Turkish

gösterişli giysiler, göz alıcı ve zevksiz giysiler

GARISHLY : English Turkish

adv. aşırı süslü bir şekilde, cafcaflı bir şekilde, gösterişli bir biçimde, çarpıcı bir biçimde, ışıl ışıl

GARISHNESS : English Turkish

n. gösterişlilik, parlaklık, itici gösteriş; son derece parlak veya renkli elbise; aşırı süsleme

GARLAND : English Turkish

n. Garland, soyadı; Judy Garland (
1969, Frances Gumm olarak doğan), en çok "Oz Büyücüsü"ndeki rolüyle hatırlanan Amerikalı ödül alan kadın oyuncu ve şarkıcı

GARLAND : English Turkish

n. çelenk, antoloji, derleme

GARLAND : English Turkish

v. çelenk giydirmek, çelenkle süslemek

GARLIC : English Turkish

n. sarımsak

GARLIC BREAD : English Turkish

sarımsaklı ekmek

GARLIC PRESS : English Turkish

havan, sarımsak dişini ezen alet

GARLIC SAUCE : English Turkish

n. tarator

GARLICKY : English Turkish

adj. sarımsaklı, sarımsak gibi

GARMENT : English Turkish

n. elbise, giysi, örtü, kılıf

GARMSAR : English Turkish

n. Garmsar, Tharan'a yakın olan İran'da bir kasaba

GARNER : English Turkish

n. tahıl ambarı, stok

GARNER : English Turkish

v. depolamak, istiflemek, stoklamak, almak, kazanmak

GARNER VOTES : English Turkish

oy almak, oy toplamak

GARNET : English Turkish

n. lâl, grena