Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GO FOR A VACATION : English Turkish

v. tatil yapmak

GO FOR A WALK : English Turkish

gezintiye çıkmak, gezmeye gitmek, yürüyüşe çıkmak, dolaşmak, dolaşmaya çıkmak, gezinti yapmak, gezinmek, gezmeye çıkmak

GO FOR AN OUTING : English Turkish

gezinti yapmak, gezi yapmak

GO FOR BROKE : English Turkish

elinden geleni yapmak, her yola başvurmak

GO FOR IT : English Turkish

ha gayret, onu elde etmeye çalış, onu yap

GO FOR NOTHING : English Turkish

heba olmak

GO FOR VACATION : English Turkish

v. izine çıkmak

GO FORTH : English Turkish

çıkmak

GO FORWARD : English Turkish

ilerlemek, gelişme göstermek

GO FROM BAD TO WORSE : English Turkish

daha beter olmak, kötü bir durumdan daha kötü bir duruma düşmek

GO FROM STRENGTH TO STRENGTH : English Turkish

gitgide güçlenmek, gittikçe güçlenmek

GO GAGA : English Turkish

ir şeyin delisi olmak, çıldırmak, çok hevesli olmak

GO GAGA OVER : English Turkish

v. delice istemek, delisi olmak

GO GETTER : English Turkish

n. istediğini elde eden kimse, girişken kişi, her istediğini elde eden, ikna yeteneği olan kimse

GO GO : English Turkish

n. canlı, hareketli, şık, zarif

GO GO GIRL : English Turkish

n. dansçı kız

GO GRAY : English Turkish

ağarmak

GO GREAT GUNS : English Turkish

aşarıyla ileri gitmek, (Argo) çok hızlı hareket etmek

GO GREAT LENGTHS : English Turkish

her yola başvurmak, elinden geleni yapmak, çok uğraşmak

GO GREY : English Turkish

ağarmak

GO HALVES : English Turkish

yarı yarıya paylaştırmak, masrafı biriyle paylaşmak, iki kişiden her birinin tutarın yarısını ödemesi

GO HAND IN HAND : English Turkish

el ele yürümek, el ele tutuşarak birlikte yürümek; birbirine uymak, birbirini tamamlamak

GO HARD WITH : English Turkish

azarlamak, çıkışmak, haşlamak, paylamak, "fırça atmak"

GO HAYWIRE : English Turkish

ozulmak, kontrolden çıkmak, sapıtmak, kafayı yemek, delirmek

GO HENCE : English Turkish

ölmek, göçmek, buradan gitmek