Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GOOP : English Turkish

n. görgüsüz kimse, aptal ve nezaketsiz kimse, kaba kimse; yapışkan ve sulu madde

GOOS : English Turkish

Küresel Okyanus Gözlem Sistemi, dünya çapındaki okyanusların durumunu ve geleceğini anlamak için aralarında bilgi ve plan değişimi yapan uluslararası oşinografik gözlemci ve araştırmacılar ortaklığı

GOOSANDER : English Turkish

n. testeregagalı ördek

GOOSE : English Turkish

n. kaz, kaz kafalı, ahmak, terzi ütüsü

GOOSE : English Turkish

v. parmak atmak, parmaklamak

GOOSE BUMPS : English Turkish

tüyleri ürpermiş deri

GOOSE DOWN : English Turkish

kaz tüyü, kazları ince alt tüyleri (çoğunlukla giyim ve örtülerde yalıtım olarak kullanılan)

GOOSE EGG : English Turkish

n. hiç, sıfır, hiçbir şey, bir hiç olan kimse

GOOSE FEATHERS : English Turkish

kay tüyü, gazdan alınan tüyler (yorgancılıkta, yastık dolgu maddesi olarak, vs. kullanılan)

GOOSE FLESH : English Turkish

tüyleri ürpermiş deri, diken diken olmuş deri

GOOSE PIMPLES : English Turkish

tüyleri ürpermiş deri

GOOSE QUILL : English Turkish

n. kaz tüyü (sert), tüy kalem

GOOSE SKIN : English Turkish

tüyleri ürpermiş deri

GOOSE STEP : English Turkish

kaz adımı, dizleri bükmeden yürüme

GOOSEBERRY : English Turkish

n. bektaşi üzümü

GOOSEBERRY FOOL : English Turkish

ektaşi üzümü kreması

GOOSEBUMP : English Turkish

n. tüyleri ürpermiş deri, ciltteki birçok küçük kabarık şişliklerden biri (soğuk, korku, vs. nedeniyle olan)

GOOSEBUMPS : English Turkish

n. tüyleri ürpermiş deri, diken diken olmuş deri, tüyleri ürpermiş olma, fiziksel veya duygusal duyunun (örneğin, soğuk, korku, şaşırma) sebep olduğu ciltteki tümsekli durum

GOOSEFISH : English Turkish

n. kelerbalığı, fenerbalığı, büyük yırtıcı balık; maymunbalığı

GOOSEFLESH : English Turkish

n. tüyleri ürpermiş deri, diken diken olmuş deri, tüylerin ürpermesi, ciltteki küçük tümsekler (korku, soğuk, vs.nin neden olduğu.)

GOOSEFOOT : English Turkish

n. kazayağı, yabani ot türü, küçük yeşil çiçekleri olan bitkiler familyası

GOOSEGOG : English Turkish

n. bektaşiüzümü, (İngiltere İngilizcesi) bektaşiüzümü, yenilebilir dutsu meyve; bu meyveyi veren çalı

GOOSEGRASS : English Turkish

n. kazotu, yoğurtotu, şilte otu, beşparmakotu (İngiltere İngilizcesi)

GOOSEHERD : English Turkish

n. kaz bakıcısı, kaz sürüsüne bakan kimse

GOOSEPIMPLE : English Turkish

n. tüyleri ürpermiş deri, ciltteki birçok küçük tümseklerden biri (soğuk, korku, vs.nin neden olduğu)