Multilingual Turkish Dictionary English

HERE AND NOW : English Turkish

urada be hemen, derhal, hemen, anında, şu anda ve şimdi

HERE AND THERE : English Turkish

tek tük

HERE BELOW : English Turkish

u hayatta, bu dünyada

HERE HE IS : English Turkish

işte o burada, işte burada (bir kimsenin bulunduğu yere atfen)

HERE I AM : English Turkish

işte buradayım, işte ben, buradayım (bir kimsenin bulunduğu yere atfen)

HERE IS : English Turkish

işte

HERE IS A PRETTY MESS : English Turkish

ayıkla pirincin taşını

HERE IS MY CLAIM TAG : English Turkish

İşte bagaj kartım

HERE IS MY DECLARATION : English Turkish

u benim deklarasyonum

HERE IS MY INVOICE : English Turkish

uyurun faturam

HERE IS MY MEDICAL INSURANCE POLICY : English Turkish

uyurun saglik sigortam

HERE IS MY PROOF OF PAYMENT : English Turkish

uyurun ödeme belgem

HERE IS MY RECEIPT : English Turkish

uyurun fişim

HERE IS OUR CATALOGUE AND PRICE LIST : English Turkish

katalogumuz ve fiyat listemiz

HERE IS THE LIST OF EXCURSIONS : English Turkish

gezi listesi burada

HERE IS THE PRESCRIPTION : English Turkish

uyrun reçeteniz

HERE IS YOUR BILL : English Turkish

hesabınız

HERE IS YOUR RECEIPT : English Turkish

uyrun faturanız

HERE IT IS : English Turkish

işte burada (bir şeyin bulunduğu yer atfen)

HERE LIES : English Turkish

urada yatan, burada gömülü olan, burada gömülü, mezarı burada olan (genellikle bir mezar taşının yazıtının bir parçasıdır)

HERE SHE IS : English Turkish

işte o burada, işte burada (bir kimsenin bulunduğu yere atfen)

HERE THERE AND EVERYWHERE : English Turkish

urada orada ve her yerde, her yerde, tüm yerlerde, mümkün olan tüm yerlerde

HERE THEY ARE : English Turkish

işte onlar buradalar, işte buradalar (birden fazla kimsenin bulunduğu yere atfen)

HERE WE ARE : English Turkish

işte buradayız, işte geldik (birden fazla kimsenin bulunduğu yere atfen)

HERE WE ARE AGAIN : English Turkish

işte döndük, işte geri geldik, işte geri döndük