English
HOLLOW VOICE : English Turkish
oş ses, örtülü ses, kısılmış ses, zayıf ses
HOLLOW-EYED : English Turkish
çukur gözlü, çukur gözleri olan
HOLLOWED : English Turkish
adj. oyuk, oyuklu, çukur, çukurlu, içinde boşluk olan
HOLLOWED-OUT STATE : English Turkish
n. oyuk devlet, gücü zayıflatılmış ve aynı zamanda meşruiyetine karşı meydan okunulan devlet veya ülke, meşruiyeti dışındaki oluşumları dışlayan ancak gerçekte bir gücü olmayan devlet
HOLLOWLY : English Turkish
adv. boş bir şekilde, oyuk bir şekilde, içi boş bir şekilde; anlamsızca, anlamsız bir şekilde; aldatıcı bir şekilde, içten olmayan bir şekilde
HOLLOWNESS : English Turkish
n. boşluk, çukurluk, oyukluk, boğukluk, açlık, sahtelik
HOLLOWWARE : English Turkish
n. kâse, kap, gümüş kâse
HOLLY : English Turkish
n. çobanpüskülü
HOLLY : English Turkish
n. çoban püskülü, parlak kırmızı böğürtlenleri olan ve yapraklarını dökmeyen bir fundalık
HOLLYHOCK : English Turkish
n. gülhatmi
HOLLYWOOD : English Turkish
n. Hollywood
HOLLYWOOD BLACKLIST : English Turkish
Hollywood kara listesi, 1950'lerde Komünist oldukları şüphesiyle işlerinden kovulan ve sinema endüstrisinde çalışmaları yasaklanan Hollywood şahısları listesi
HOLLYWOOD MARRIAGE : English Turkish
n. Hollywood evliliği, çok kısa süren ve boşanma ya da ayrılam ile sonuçlanan evlilik; Hollywood yıldızları ve ünlü kişiler arasında yapılan evlilik
HOLLYWOOD TEN : English Turkish
n. Hollywood onluları, 1947'de HUAC komite oturumları sırasında siyasi görüşleri hakkındaki soruları cevaplamayı reddettikleri için cezaevine gönderilen sinema endüstrisinin on üyesi (ABD tarihi)
HOLLYWOOD WALK OF FAME : English Turkish
Şöhretler Kaldırımı, ünlü sinema kişiliklerinin isimleriyle kazınmış yıldızlar olan Hollywood Kaliforniya'da kaldırım (ABD)
HOLLYWOODIAN : English Turkish
adj. Hollywoood'a özgü, Hollywood'a ait ya da ilgili olan; Amerikan filmlerine ait ya da onlarla ilgili olan
HOLLYWOODIAN DRAMA : English Turkish
Hollywood draması, Hollywood tarzında olan drama
HOLM : English Turkish
n. adacık
HOLM OAK : English Turkish
pırnal
HOLME : English Turkish
n. bir nehir veya akıntı yanındaki düz alan; bir nehir veya akıntı üzerindeki küçük ada, adacık
HOLMES : English Turkish
n. Holmes, soyadı; Sherlock Holmes, ünlü detektif karakter, Arthur Conan Doyle'ın gerişim ve sır romanlarında edebi kahraman
HOLMIUM : English Turkish
n. holmiyum
HOLO : English Turkish
pref. tam, bütün, tamamen, toplu
HOLOALPHABETIC SENTENCE : English Turkish
n. holoalfabetik cümle, içinde alfabenin her harfi en az bir defa kullanılan cümle, pangram, ("The quick brown fox jumps over the lazy dog {Kahverengi hızlı tilki tembel köpeğin üzerinden atlıyor}" en yaygın pangramdır)
HOLOBLASTIC : English Turkish
adj. holoblastik, döllenmiş bir yumurta ile ilgili (Embriyoloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani