Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN PLANT : English Turkish

fabrika içi

IN PLAY : English Turkish

alay için

IN POD : English Turkish

hamile, gebe

IN POINT : English Turkish

isabetli, uygun, yerinde

IN POINT OF : English Turkish

akımından, konusunda

IN POINT OF FACT : English Turkish

gerçekte, gerçekten, hakikaten

IN POP : English Turkish

adv. rehinde

IN POSSE : English Turkish

muhtemelen, muhtemel bir şekilde, ihtimal dâhilinde, potansiyel bir biçimde

IN POVERTY : English Turkish

yoksulluk içinde, fakirlik içinde, parasızlık içinde, parasız bir şekilde, parası olmayan bir halde

IN POWER : English Turkish

iktidarda

IN PRACTICE : English Turkish

gerçekte

IN PRAISE OF SMB : English Turkish

adv. övücü

IN PREPARATION : English Turkish

hazırlık içinde, hazırlama aşamasında, hazırlama seviyesinde

IN PREVAILING OPINION : English Turkish

adv. yaygın kanıya göre

IN PRIME CONDITION : English Turkish

mükemmel durumda, mükemmel bir halde, kusursuz bir biçimde

IN PRINCIPLE : English Turkish

prensipte

IN PRINT : English Turkish

asılı, baskısı mevcut, nüshaları satılmakta olan

IN PRISON : English Turkish

adj. hapiste

IN PRIVACY : English Turkish

adv. özel olarak, gizlice

IN PRIVATE : English Turkish

özel olarak, başbaşa, gizlice, özel hayatta

IN PROCESSION : English Turkish

sıra ile, birbiri ardına, art arda

IN PROFUSION : English Turkish

adv. bolluk içinde

IN PROGRESS : English Turkish

ilerleme halinde, devam etmekte, gelişmekte

IN PROPER TRIM : English Turkish

iyi bir durumda, iyi bir halde

IN PROPORTION AS : English Turkish

adv. oranında, nispetinde