Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN THE EARLY EVENING : English Turkish

akşam erken vakitte, alacakaranlık vaktinde

IN THE EARLY MORNING : English Turkish

sabah erken vakitte, kuşluk vakti, şafak sökerken, güneş doğarken

IN THE EGG : English Turkish

genç, yaşı küçük, daha başta, daha başlangıçta, hayatının baharında

IN THE END : English Turkish

sonunda

IN THE EVENING : English Turkish

akşamleyin, akşam vakti, gecenin erken saatlerinde

IN THE EVENT : English Turkish

adv. sonuçta

IN THE EVENT OF : English Turkish

olursa, olduğunda, durumunda, diği takdirde

IN THE EXTREME : English Turkish

son derece, aşırı derecede

IN THE EYE OF THE STORM : English Turkish

tartışmanın odağında, karmaşanın merkezinde, kargaşanın ortasında, skandalın orta yerinde

IN THE EYES OF THE BEHOLDER : English Turkish

gözlemcinin gözlerinde, gözlemciye göre, izleyiciye göre

IN THE EYES OF THE LAW : English Turkish

kanunun gözünde, hukukun gözünde, hukuka göre, yasal sistemin bakış açısına göre, yasal bir bakış açısıyla, yetkililerin bakış açısıyla

IN THE FACE OF : English Turkish

karşısında

IN THE FAMILY CIRCLE : English Turkish

aile çevresinde, aile içinde, yakın aile içinde

IN THE FAMILY WAY : English Turkish

hamile, gebe

IN THE FAR FUTURE : English Turkish

uzak gelecekte

IN THE FASHION : English Turkish

adv. moda, rağbette, şeklinde, biçiminde, tarzında, gibi

IN THE FIRST INSTANCE : English Turkish

ilkönce, ilk olarak, başta

IN THE FLESH : English Turkish

canlı

IN THE FOLLOWING MANNER : English Turkish

takip eden şekilde, aşağıdaki şekilde, aşağıdaki gibi, şu şekilde, şöyle

IN THE FOLLOWING WORDS : English Turkish

takip eden kelimelerle, aşağıdaki sözcüklerle, aşağıdaki sözlerle, şu şekilde, şöyle, aşağıdaki şekilde

IN THE FOOT-HILLS OF : English Turkish

-nın dibinde,
nın en aşağısında,
nın en alt kısmında

IN THE FORESEEABLE FUTURE : English Turkish

yakın gelecekte, görünen gelecekte

IN THE FORM OF : English Turkish

-sı şeklinde,
sı biçiminde,
sı halinde,
ya benzer formda,
ya benzer biçimde

IN THE FORM OF A : English Turkish

adv. durumunda

IN THE FULL SENSE OF THE WORD : English Turkish

kelimenin tam anlamıyla